Karanlık odamda dalıp gidiyorum zamana
Gözyaşlarımın içinde aradığım bir şey var
Ne bu beni sonsuzluğa uçuran şey
Öfkemi yalnızlık mı bedenimi saran
Gözyaşlarım hesaplaşmak için beklerken
Ben hala öfke içinde yalnızlığa sığınıyorum
Öfkem suskunluğa dönüşüyor belki de
Sustukça karanlığa bürünüyor ruhum
Çıkmak istiyorum bu dar karanlık odadan
Her çırpınışta tekrar en dibe vuruyorum
Yoruluyorum çıkmıyor nefesim daralıyorum
Her çıkışın bir inişi olduğunu bilsem de
İnmek istemiyor yüreğim yıldızlardan
Karanlığa mahkum olmak istemiyorum
Ne zaman uyansam ürküyor yüreğim
İçimdeki çaresizliği bastıramıyorum
Öfkeler sarıyor her yanımı titriyorum
Karanlık tüm hırsını alıyor benden
Ne bir ses var nede bir ışık görünen
Kırık dökük bir masa var karşımda
Buruşmuş bir kaç kağıt var üzerinde
Ne yazılır ki kalem olmadıktan sonra
Düşüncelerle ne kadar sürer bu devran
Ama yinede bir kalem olsaydı keşke
Karanlığa inat yazardım bir kaç kelime
Yazardım ya yazardım hem de delice
Haykırırdım karanlığa içimdekileri
Haykırırdım dünyaya çaresizliğimi
Karanlık odamda dalıp gitsem de zamana
Öfke dolu sözler yazsam da kağıda
Anlatırdım sonun başlangıcını karanlığa
Anlat, anlat nereye kadar uykulu gözlerle
Kaçıncı yok oluş bu karanlıklar içinde
Hangi öfkenin bedeli bu yalnızlık
Hangi sitemin yankısı bu karanlık
Git haydi korkularımın efendisi
Çık git yüreğimden sessizce
Git haydi varlığımın düşüncesi
Çık git beynimden haince
Bırak benim karanlık odamda
Razıyım ben ışıksız kalmaya
Razıyım gecelerce ağlamaya
Razıyım, razıyım işte susmaya
Razıyım ölmeye bu karanlık odada...
Kayıt Tarihi : 18.2.2010 21:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!