Bir ovadan tırmanırken
tozlu gölgesi yükselirdi, belli belirsiz.
Omurgasının her parçasını
doğrultmak için yaşamıştı bunca zaman.
Yüzünü güneşe çevirirdi;
onunla kaynamak isterdi.
Sonra tenime dokundu.
Dokunan her parmağı kanla dolmuştu.
Karanlığı alacalı bir ay
yükseldi göğsüne.
Tuhaf bir hüzün
ele geçirdi kalbini.
Karaltılı gölgelerde dans ettiler;
titreyen eller gibiydiler.
Kemiklerini oradan oraya
savuruyordu rüzgâr.
Sessiz kum taneleriyle
dalgalara katıldılar.
Ve yıldızlar
gözleri oldu.
Deniz tenine koşarken,
rüzgâr
elleri olmuştu.
Kayıt Tarihi : 25.8.2025 00:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir zamanlar, gölgesinin peşinden yürüdüğün yollar artık kendi sessizliğini taşır. Her adımın, ardında bırakılan bir boşluğu hatırlatır; boşluk o kadar derindir ki, kimse dolduramaz. Gözlerin arar, ellerin bekler; ama zaman, usulca giderken, hiçbir işaret bırakmaz. Ve belki bir gün, yalnızca kendi sessizliğin içinde fark edeceksin: Kaybolan değil, seni bekleyenmiş.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!