Çocukların küçüğüydü Karabey,
Baba despot, ağabey hal bilirdi.
Bu yüzden baba olurdu ağabey,
"Yardım et!" dese, uğrunda ölürdü.
Şerife’yi birkaç kez istediler,
Yalvar yakar, ne sözleri dediler.
En son kaçırmaya karar verdiler,
Ağabey destekledi Karabey’i.
"Topaldı," diyordu kızın babası,
"Ezmesinler," diyordu, tek çabası.
Bitmek bilmez ki harmanda yabası,
Allah var, Karabey’i yermediler…
Kız anası-bacısı razı oysa,
Aynı kader der, Leyla-Mecnun duysa.
Köyde baba hükmüydü, inat buysa
Şerife, gönlün var mı, sormadılar.
Plan yapıldı, gece sırra büründü,
Ağabey dedi: "Gaz lambası söndü."
Her iz silindi, jandarma göründü,
Karabey, Şerife’yi kaçırmıştı.
Kız babası oğlan evini bastı,
Kaçan kızını almaktı tek kastı.
Şerife’nin evini saran yastı,
Uzun süre kimse haber almadı.
Bir temmuz günü duyduk davul zurna,
Çeyiz kamyonu, çalar durur korna.
Şerife’nin kolunda bir çift burma...
Aile oldular, güle oynaya.
Safet Kuramaz
Kayıt Tarihi : 13.5.2025 16:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kayseri Merkez Kuruköprü mahallesiydi olayın geçtiği yer. Karabey'in ailesi ne kadar Şerife'yi istedilerse vermediler. Bu aşka inanan çiftler karşılıklı anlaştı ve kaçmaya karara verdiler. Kız tarafının gönlü olunca düğün dernek kuruldu ve 1970 yılında evlendiler. Yedi çocukları oldu. Şimdi torun büyütüyorlar..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!