Kara Tren, beyaz masallar anlatıyor.
Yamaçlar yırtılıyor, yer gümbür gümbür,
Demir tazyiklerinden siren sesinden,
Bir sefere çıkmış kara tren.
İhtiraslar yüklenmiş,
Baştan çıkaran.
Demir yollar, molalar, yangın ve buhar,
Ezip geçen demir tekerleriyle,
Son istasyona mahkûm umutlar.
Evhamını taşıyor efsanelerin,
Dalıvermiş düşlere,
Bir yığın insan.
Önde cehennemin kaynar kazanı,
Gider kara trenle hile katarı.
Ürküterek varlığı hayale koşan,
Bir soluktur sirenler boğa burnundan.
Tünelden tünele dalar da geçer,
Nedir giden, nedir gelen bilmeden,
Ve kalabalıklar, yanındadır rayların,
Geçer gider ortasında kara tren,
Bir yığın insanların.
Demir tırtıl, gaddar canisi gibi arzın,
Yakıyor yıkıyor, dağları ormanları,
Bin bir hayalin efsununda, yolcular,
Sonu olmayan bir ufukta bakışlar.
Ve binlerce tonlar geçiyor, raylardan.
Böcekler, çiçekler, kuşlar, hayvanlar,
Tarlalar, ormanlar, göller ve sular,
Altlarında inleyen dünya,
Aldanan insanlar, yolculuktalar.
Gökler, elmaslarla süslü cam sürahinin,
Kırık haritası gibi titrer dururlar,
Bu karartının önünde tüm ihtiraslar,
Yırtılırcasına parçalanırken ufuklar.
Yerde ve gökte ölürken yaşam,
Zangır zangır inlemektedir zaman.
Son siren ya kavuşmadır, ya ayrılıştır,
Gelen Kara tren, aldanan insan.
Kayıt Tarihi : 28.10.2009 11:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!