Dertlerim dorukta, anılar isyanda.
Yıldızlar sönük, güneş batmakta.
Halil’im darağacını kendi çıkmakta.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Çağırdılar hocaya nikâh kıymaya,
Melekler şahit, çifte nikâh kıyıldı.
Takı adetten, boğazına ilmek takıldı.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Darağacına gitmeden gelinlik istedi.
Selçuk’la Halil’im kefenim demişti.
İlmiği boynuna kendi elleriyle geçirdi.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Onlar şehit oldu, mekânları Cennet.
Kalem kıranlar size zül, size zillet.
İlmiği kendi boynunu geçirdi devlet.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Kara eylül ağartın simsiyah saçlarımı.
Astın fidan gibi gencecik gardaşlarımı.
Onlar millet, onlar devlet, onlar Alp di.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Her eylül yaklaştıkça içim yanar ha yanar.
Nasıl unutulur Cengiz, İsmet, Mustafalar.
Hele Ali, Cevdet, Fikri, Ahmet Kerseler,
Geldi yine yüreğime acıtan kara eylüller.
Bunlar şehitler, Allaha koşarak gidenler.
Hani müebbetler, korkunç işkenceler?
Nerde zindanlar, yetimler, öksüzler?
Geldi yine yüreğime acıtan kara eylüller.
Sanma saçlardaki aklar ihtiyarlığımdan.
Her beyaz saçta var bir şehit hikâyesi.
Kalan siyahlar ise matem, yas hatırası.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Kayıt Tarihi : 12.8.2007 01:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İKİ EVLİYA İzmir Buca cezaevinde yatmakta oldukları hücrelerinden alınarak, 12 Eylül idaresi tarafından haklarında verilen idam hükmünün uygulanması sırasında yanlarında bulunan görevli imamın Selçuk Duracık ve Halil Esendağ için; ““Hiç evliya gördünüz mü? Diyenlere Evet… Halil ile Selçuk’u gördüm diyeceğim” dediğini biliyor musunuz? İdama gitmeden evvel Halil Esendağ’ın arkadaşlarından gelinlik istediğini... Peki, bu gelinliğin kefen olduğunu biliyor musunuz? O ŞEHİTTİR 12 Eylül idaresi tarafından asılarak şehit edilen Cengiz Baktemur’un idam sehpasına yürüyüşüne şahit olan cezaevi personeli onun için: “Bizce şehiddir o. Şehitlik mertebesine ermemiş birinin kârı değildir sevinerek ve koşarak ilmiği boynuna geçirmek...” dediğini biliyor musunuz? 12 EYLÜL ADALETİ (!) Eşitlik olsun diye hepsinden aynı sayıda astık diyen 12 Eylül idaresinin Selçuk Duracık, Halil Esendağ, Cengiz Baktemur, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan, Cevdet Karakaş, Ali Bülent Orkan, Ahmet Kerse olmak üzere 9 Ülkücüyü asarak şehit ettiğini biliyor musunuz? BİL VE UNUTMA! ... CESEDİ ÇÜRÜMEMİŞTİ Balıkesir’in Havran kazasından olan ülkücü şehit Hasan Tezer’in askerliğini yeni bitirdiğini ve CHP Gençlik Kolları başkanı ile iki arkadaşı tarafından dövüldükten sonra kurşunlanarak şehit edildiğini. Şehadetinden altı ay sonra mahkeme kararıyla mezarı açıldığında, cenazesinin hiç bozulmamış halde olduğu görüldüğünü biliyor musunuz?

Selçuk’la Halil’im kefenim demişti.
İlmiği boynuna kendi elleriyle geçirdi.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Onlar şehit oldu, mekânları Cennet.
Kalem kıranlar size zül, size zillet.
İlmiği kendi boynunu geçirdi devlet.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
Kara eylül ağartın simsiyah saçlarımı.
Astın fidan gibi gencecik gardaşlarımı.
Onlar millet, onlar devlet, onlar Alp di.
Geldi yine yüreğimi acıtan kara eylül.
çok güzel anlatım,,insanların fikirlerinden ötürü asılması kadar vahim ne olabilirki,,
Oysa o kadar idam edilmeyi hak edenler var ki...
İdama karşıyım elbet ama bana göre dünyaya zulüm yayanlar... masumları talan edenler idam edilseydi...
Hüzünle okudum.
Saygımla
az biraz hukuk bilseler zaten ihtilal yapmazlardı.
oysa eşitlikte herkesin bildiği bir incelik vardır; yatay eşitlik-dikey eşitlik kavramları..
aynı durumda olan insanlara aynı, farklı durumda olanlara ise farklı muamele edilmesi.. heyhat ki güç ile adalet ne yazık ki paralel gitmiyor, aksine eşit davranayım diye zulüm yapıyor kontrolsüz güç sahipleri..
selamlar..
TÜM YORUMLAR (5)