Kara Aydınlık
Güneş var oysa,neden karardı dünya?
Gözlerimin ihaneti mi bu?
Dün ağaçların yeşilden kızıla, sarıya, turuncuya dönüşmüş renkleri gören benim gözüm değil miydi? Renk cümbüşünü keyifle izleyen ben değil miydim? Bu gün hepsi kapkara. Güneş düştü ağaçların üstüne, yalamıyor, karaları.
Yaprakları döküyor rüzgar, kara kaldırımlar üzerine. Yığınlarla kara yapraklar.
Öylece durmuş bakıyorum. Yağmur da getirdi rüzgar. Yağmur seller oluşturdu, kara kara akıyor.
Sizde görüyor musunuz, benim gördüğümü?
Binalar, insanlar hepsi kara.
Neyin matemi bu?
Yüzümden, giysilerimden damlayan sulara bakıyorum, anlamsız. Her damla kara.
Neyi temizlemeye çalışıyor yağmur sağanak sağanak?
Karalık, daha da kararıyor çoğaldıkça sular.
Gelen geçen donmuş bedenime, kara kara bakıyor. Bakışlarda acılık var. İlle de biri, ille de biri. Oklar gönderiyor tüm bedenime.
Acıtıyor...
Dudaklar kilitlenmiş. Dökülse sözcükler dudaklardan kara acı olacak, belki de. Kara dudaklar sımsıkı, kara bir çizgiyle bükülmüş, kara kara susuyor.
Yağmur duruyor. Rüzgar esmiyor. Bulutlar dağılmış, ama dünya aydınlanmıyor.
Daha, daha da kararıyor.
Kayboluyorum karanlıkta.
Nereye, hangi yöne gitmeliyim?
Çılgın karanlık, ne oyunlar oynuyor bana?
El yordamıyla yürümeye çalışıyorum.
Kara çamurlar yapışıyor her tarafıma.
Her şeyim, umutlarım, hayallerim, kayboluyor.
Yağmur gibi, gözlerimden akan. Onlar da kara kara düşüyor yeryüzüne, yüreğime..
Gölgem küçülüyor, bedenim çöküyor ayaklarımın dibine.
Kara aydınlıkta kayboluyorum…
15.12.1999-Blk.
Mebrure Coşkunsu SucoşkunKayıt Tarihi : 20.11.2006 23:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yılmaz TURPCU
TÜM YORUMLAR (1)