Belleğimde
görüntülerden işlenmiş kaneviçe,
pankart bezlerine kıvrılıp
sızıp kalmışız
kurşun seslerinden sağır gece.
Kim bu
yılları zamanın çöplüğüne gömen
kaç kişiydik sahi
sabahın puslu ışıklarında
sessizce ölen…
Bir ayağı aksayarak
yırtarak karanlıkların içinden
Ahmet Feyzioğlu
değil mi o’ gelen?
Demir olmalı köşede
Ağız dolusu gülümseyen,
Aydın utangaç
kalkıp gidecekmiş gibi hemen
duruyor aramızda.
Cevdet ne bu acele
İçin içine sığmaz öfke.
Yoldaşlarım
belleğimde
görüntülerden işlenmiş kaneviçe.
Adlarınız yüzlerinizle birlikte
üzerime serpiliyor
eli yine burnunda Hasan’ın
Recep bir şeyler
anlatıyor
tüm anlattıkları gibi sır
Sinek kaydı tıraş olmuş Sarper
kalın kırçıl paltosunu
konuşurken giyme sırası bende
Kenan yeni terlemiş bıyıkları
dal gibi ince
nasıl aşktır seninki
anlamadım gitti sanki bilmece.
İrfan
küçük kardeşim
bütün duvarlar yazısız
nereye gitti yazdıklarımız
Anladım siz
hiçbir şiire sığmazsınız.
Belleğimde
Görüntülerden işlenmiş kaneviçe.
Haksızlık ediyorum biliyorum
birçoğunuza olmadık yere
dışında kalmışsak kavganın
İçindeyiz yinede
ölülerimizle birlikte hayatın.
Kayıt Tarihi : 25.4.2006 00:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!