Çocuktum,
Umutlarımı bağlamıştım uçurtmama,
Sevdayla süslemiştim kuyruğunu
Ve çocukça tutuyordum uçmasın diye…
Adım, Azat’tı.
Gökyüzü, bizim çocuklar kadar sessiz ve ürkekti.
Düştüğü zaman üstüme yıldızlı her gece,
İçimde kayıp gider ismin- iki hece.
Kollarını sıvamış toy bir işçi gibi dikilir karşıma,
Sevdam dediğim bilmece…
Bir tutam acı daha kazınır,
Kül rengi umutlarımın yarına uzanmış ellerine…
Zaman el pençe durunca geceye,
Duvarlarıma sükût vurur.
Gözyaşlarım siner avurtlarımda beliren kızgınlığa,
Doğrulurum yurtsuzluğumdan
Ve yalnızlığın demir parmaklıklarına asarım düşümü.
Mahşeri bir sel gibi akar anlarım, anılarım
Layık değilse güzel sana ey kendin dostu,
Bırakır gidersin et ile postunu.
Yarattığın güzel, elleri sever ise eğer,
Unutma yüreği, yalnız ve ancak, sevda eğer…
Yüreğin değilse güzelde kayda değer;
Diyebilirsin,
Mukadderat! Her şeyim ama her şeyim mukadderat…
Tipiye tutulmuş kuşlar düşer önüne ayaklarımın,
Acırım onlara kendime acır gibi.
Fırtına silip gitmiştir tutulacak dalların izlerini
Ve ağaç kovuğuna dönmüştür kirli oyunlar.
Sığınamam kurum tutmuş ocakların dudaklarına.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!