hayat oyununda ölüme çok erken (5/12/05) söbelenen
ufuktan doğan’ın anısına...
erken yoruldun hayat oyununda
bir karanfil gibi taşıyorum seni şimdi yakamda
geceye hüzünümü asma
yüreğim gibi yağar yarın
yeşilin cepklerinde sevgim
birazdan kuş sürüsü geçecek üstünden
öpücüklerimi saçlarına düşürerek
ben memleketim gibi çok renkli kültür bahçesiyim
kardeşliğin adresi
aşkın susturulmak istenen sesiyim
memleket kokulum
seni sevmek tek lüksüm
ahh şu cimri hayat
ne yarın dudağı
ne de rakının yanında beyaz peynir
insan hayatı sanki pazarlarda kelepir
GİTTİĞİN YERE BİRAZ DA BENİ GÖTÜR
(YÜREĞİMDE AKŞAMDAN BERİ ELELE TUTUŞAN DİZELER)
gittiğinden beri günler mayın tarlsı
ömrüm zamanın kirli dudaklarından düşürmediği sigarası
Yabanelde soğuk olur geceler
saçlarını ört üstüme
sevgini esirgeyip
beni yaşama küstürme
gençliğimi yaşamadan yaşlandım
güneşin saçlarına sürtünerek
oyunlar oynardınız kuşlar
yoktu avcı korkusu
aç kedinin pususu
özgürdünüz mavi gökyüzünde
bana sizden geçti mavi sevdası
seni sevmem mi suçum
ömrümün son noktasına kadar işleyeceğim bu suçu üzgünüm
bu akşam fazla geliyor şavşat’a ağırlığım
öylesine dağınığım
bazısına ilaçtır bazısının yarasını kaşır
herkesi gerçeklerine taşır zaman
pırıltılı yılbaşı gecelerine benzemiyor
mutluluk da emzirmiyor çoğu geceler
hiç birşeyin aslı değil gölgeler
yanıtmadı beni yüreğim
yüreğimden gelen her şey kabulümdür
anahtarı yaralı yüreğinde
bu yürek şimdi senin köşkkündür
sevdamın uğruna çıktım dağlara




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!