Gösteriyor, baktırmıyor,
Özletiyor, kavuşturmuyor,
konuşturuyor, dinletmiyor,
Yakıyor, acıtıyor.
Oturmuş baş köşeye,
Sağukta
Kabadayı gibi şişinen
Sıcağı görünce
Çocuğa dönüşen
Ne biçim
Birşeysin sen
Yaza çalan bir kış günü,
Söylemeden hiçbir şey,
Gittin habersiz,
Geçti yıllar sensiz.
Çıkmaz sokaklarda,
Ataklarına, göstersen tepkini
Fırsatlarda dinlemesen,
Seni geri çekeni,
Pişmanlığın yok önemi,
Sonu baştan belli,
Göstersen görmez,
Kördür, görmüyorum demez,
Anlatsan anlamaz,
Kıt akıldır, bilmez,
Öğretsen öğrenmez,
Sıradan bir gün,
Ne istediği belirsiz, gönlünün,
Yürüyorsun sahilde,
Sahi, sahil nerde,
Bulutlar geliyor
Gökyüzünde pembe bulut
Yeryüzündekilere bir umuttu
Uzananlar eller onu tuttu
Tutanlar derdini,
Bulut rengini unuttu.
Yalnız kaldığında,
Darda olduğunda,
Dost bir ses aradığında,
Ara beni,
Ara ki,
Başkaları gibi,
Gülüyor, ağlıyor, yaşıyoruz,
Geçiyor hayatımız,
Başkaları gibi yaşayarak,
Nasıl olsa kendi hayatımızı,
Birgün yaşayacağımızı sanarak.
Sokaklarında çocukları neşeyle oynayan,
Kahvelerinde beyefendileri oturan,
Pazarlarında hanımefendileri dolaşan,
Yolları Arnavut kaldırımından,
Muhallebicilerinde yeni aşıklar,
Bu kadar yalın anlatımda, ancak bu denli yoğunluk ve anlam gizli olabilirdi. Şiirlerinizi okumak ve onları okurken düşünmek büyük bir zevk. Bir şairi okumak yeterlidir onu anlamak için. Ama ben büyük bir şairin de şiiriyle anlatmak istiyorum:
YALINLIĞIN ANLAMI
Yalın şeylerin arkasına giz ...