ALLAH’IM!
Boynumu bükünce nefsim kul oldu
Huzura gelecek yoldur Allah’ım!
Yanıp tutuştu da kalbim kül oldu
Sonsuz ummanına daldır Allah’ım!
Ben Aşkının Fukarası
Gözlerinin mihrabında durdum kıyama,
Niyet ettim sonsuz bir aşkla sevmeye
Sensizliğin acısı büyür içimde,
Kalbimde derin bir yara…
Bu günlerde çocuksu bir sevinç yaşıyorum.
Sen geldin ya!
Neşe geldi yıllarca hüzne bulanmış kalemime.
Yüzümde senli bir gülümseme.
Umudun ışıltısı gözlerimde.
Her daim yoldaştır şu garip handa
Sahipsiz bırakmaz seni cihanda
Rabbin kudretinden sual olunmaz
Dilerse lütfunu yollar bir anda
Çaresiz kaldığın anlarda bile
Gözündeki yaşlar sel olup denize akmış
Yeşeren umutların yapraklarını dökmüş
Gördüm ki yüzüne bir asrın acısı çökmüş
Saçına sakalına aklar düşmüş gardaşım
Sığındığın sabrından hüzün taşmış gardaşım
Cevapsız kaldı AŞK’a, dair bilmecelerim
Cevabını bildiğim, soru sormamalıydım
Sen derim susarım, çaresiz gecelerim
Desem de şu gönlümü artık yormamalıydım
Şu divane gönlüme yar diyerek seçtiğim
Gel seninle olalım çözülmez bir kördüğüm
Şu yalancı aşklardan uğrunda vaz geçtiğim
Hayalmisin gerçekmi düşlerimde gördüğüm
Rabbim biliyor sana nefis ile bakmadım
Günahkarım Allahım sana nasıl gelirim
Atılır gül yüzüme bir avuç kara turab
Çok merhamet edensin bunu iyi bilirim
Bu aciz fakire sen merhamet eyle Yarab
Kader deyip durma bana,
kader değil bu,
Rabbimiz
"Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. “
buyurmuyor mu.
Kahve kokulu gözlerinle
bir defa baksaydın gönlüme
Kırkyıl hatrın kalırdı şu viran ömrümde
Başıma taç, acılı yıllarıma ilaç yapardım,
sarardım sineme
Günler günleri kovaladı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!