KALEM SURESİ
Nun, Nun vel kalem gibi isimlerle anılmış. Kalem olarak ün yapmış. İlk surelerden biridir. Müşrikleri tehdit eden bir sure. Fetret-i vahiyden sonra inmiştir. Beşinci yıla denk gelir. Resulullah bu sureler ile inşa ediliyor. Peygamberimizin ahlakını vurgulayan en muhteşem sure. İlk mesel ve kıssa bu surede yer alıyor.
1. Nun, nüzul sürecinde ilk gelen mukattaa harfi. Belagat öncelikli surelerin başına gelir. Muhatabın dikkatini çeker. Bu surelerin 2 si dolaylı, 26 sı dolaysız vahye atıfla başlar. Kur’an’ın bir tek harfi bile zayi edilmez, edilmedi. Bazı müfessirle hokka demiş kimisi kılıcın keskin ağzı demişler.---Allah resulünün dikkati yazıya çevriliyor. O dönem Mekke’de 18 kişi okuma yazma biliyordu. İstikamet açısı veriliyor. Sözlü kültürden, yazılı kültüre geçiliyor adeta.
2. Mecnun: Cinlerin tasallutuna uğramadın.
3. Kesintili vahye, kesintisiz ecir. (Bir ara vahyin kesildiğini bunun 40 günden 6 aya kadar sürdüğü ve sure bunun ardından indiği hesap edilmeli)
4. Din binasında ahlak kaçıncı kattadır. İbn-i Abbas, din binasını 4 katlı bir bina olarak niteler. Bir katı akait, bir katı ahlak, bir katı ibadet bir katı da muamelat. Kur’an’ca temel kat ahlaktır. İNNE edatı tekit için yani Allah’ım niye ben, bu kadar insan varken sorusunun cevabı. Çünkü sen muhteşem bir ahlak üzerinesin.
5. Bu ayetlerin geldiği gün Peygamberimiz henüz bir avuç insana bile sahip değildi. İmparatorlara mektup gönderdiği arası çok değil. Birde bu günü düşünelim. Her ne kadar ümmet öksüz ve yetim olsa da, bir sürü sıkıntı içinde bulunsa da, 1400 yıldır gönül imparatorluğu her şeyi göstermiyor mu?
6. 7. Bilir ve bildirir, ayetleri ile.
8. 9. Sen onlara taviz veresin, onlar da sana taviz versinler. Kafirun Suresi bu ayetlerin tefsiri adeta.
10. 11. 12. 13. ZENİM: Soysuz, nesebi gayrı sahih. Avami tabirle, maganda ve fırlama. Velit Bin Muğire olduğu söyleniyor.
14. 15. ESATİRUL EVVELİN: Kur’an’da 9 yerde geçer. Nüzule göre ilk geçtiği yer burası.
16. Zımmen, kibrinden kıl aldırmadığı burnuna.
17. Kur’an ilk meselini, örneğini anlatıyor burada.
18. “İstisna” etmemişlerdi. Allah’ın dünyaya karışmasını unutmuşlardı. İnşallah dememişlerdi. Sözün özü, Allah yokmuş gibi konuşmayın. Bizler bugün yapmayacağımız veya ihmal ettiğimiz işlerde kullanıyoruz.
19. 20. 21. 22. 23. 24. Sanki Allah onlara vermemiş gibi. Allah’ın cömertliğinden bir pay almamışlardı. Allah onlara bir bağ verdi ama onlar bir salkımı çok görmüşlerdi.
25. 26. 27. Akılları başlarına gelince Allah için vermek istemediklerinden dolayı. Oysa Allah için vermek, vermek değil almaktır.
28. 29. 30. Özeleştiri yaptılar da diyebiliriz.
31. 32. Önce tevbe ettiler sonra Allah’tan daha iyisi için dua ettiler.
33. Burada ki azap, mahrumiyettir. Keşke başkaları da bizim gibi bilselerdi.
34. Takva burada paylaşmak şuurudur. Takva insanın Allah’ı gözeterek, Allah kaygısıyla yaptığı her iş. Allah ne der, Allah razı olsun diye insanın yaptığı her şey takva alanına girer. Yukarıdaki kıssayı da göze alırsak, paylaşma adabını vurgular. Paylaşmak için Allah’a güvenmek şart.
35. Müslim-mücrim karşıtlığına dikkat. Teslim olan ile pazarlık yapıp teslim olmayan bir olur mu? Her günah Allah’tan kaçıştır. Her sevap Allah’a varıştır.
36. İman matematiğinde kırktan bir çıkınca 400 kalır. Çünkü Allah bire 10, 100, 700 ve sınırsız verir. Ahiret Allah’ın cömertliğini gösterdiği bir alan.
37. Kitap, Kur’an’ın nüzul sürecinde geçtiği ilk yer burası. 5 manada kullanılmış. Kur’an, Tevrat, Levhi Mahfuz, İlahi yasa, Ahiret sicili yani karne manasında kullanılmıştır. Kitap, bir şeyin yazılı tabiatı demektir. Birden fazla bilgiyi yan yana oluşturmakla anlamlı bir bütün haline getirmektir.
38. Size özel hazırlanmış, istediğinizi alıp, istediğinizi bıraktığınız bir kitap, öyle mi?
39. Elinizde Allah’ı bağlayan bir şey mi var? Ondan bir söz mü aldınız? Yoksa Ona karşı bir gücünüz mü var? Allah sizi inşa etmeyecekte, siz mi Allah’ı inşa etmeye çalışıyorsunuz.
40. 41. 42. YEKŞEFÜLĞANSAK: İbadetsiz geçen ömre bir atıftır. Dizde dermen kalmadığı gün şeklinde de anlayabiliriz. Mecazen, güç ve kuvvetin tükendiği gün. Ahirete atfedersen paçaların tutuştuğu gün de diyebiliriz.---Secde etmeye güç yettiremeyecekler. Neden, çünkü dünyada secde etmemişlerdi.
43. Tam bir bitmişlik görüntüsü. Kime gitse kapılar yüzüne kapanıyor. Anası, babası, kardeşi, oğlu, karısı fayda vermeyecek.---Dünyada Allah’a boyun eğmediler, boyunları eğilmeyecek.
44. 45. İmkân ve zaman veririm ama sonsuz ve sınırsızca değil. KEYDİ: İnce ve hassas tasarlanmış ceza manasındadır.
46. 47. Buraya kadar inkârcı aklın içine düştüğü tuzakları bir bir verdi. Şimdi sıra son pasaja girdi.
48. MEKZUM: Kişinin kendine duyduğu öfkeden dolayı içinin içini yemesi. Resulullah’a da mesaj veriliyor sanki başın sıkışınca görevini terk etme deniliyor sanki.
49. 50. Demek ki ikinci bir seçim var. Rabbimizin affı var.
51. MECNUN: Cinlenmiş, ona cinler musallat olmuş deseler de sen sabret.
52. Kızıldeniz’in biraz uzağında 10 bin nüfuslu bir belde ve içinde bir yetim ve onun etrafında bir avuç inanmış insan. Bir insan ne yapar diyene 1400 küsür yıl sonra İslam’ın geldiği yer.
Kayıt Tarihi : 11.10.2018 22:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!