Odalar sessiz, gece bir mendil gibi serilmiş,
Sadece saatin tıkırtısı ve senin nefesin.
O eski, ahşap koltukta oturuyorsun hâlâ,
Parmaklarında bitmeyen bir iplik yumağı.
Sanki ömür denen şeyi, ilmek ilmek örüyorsun,
Her ilmekte bir hatıra, her düğümde bir sır.
Sen uyurken bile göğsünde taşıdığın o sıcaklık,
Beni üşüten her rüzgara karşı bir battaniye.
Hatırlıyorum; dizinde uyuduğum o ilk geceyi,
Korkularımı fısıldadığımda parlayan gözlerini.
Senin sesin, bütün fırtınaları dindiren bir melodi,
Yorgunluğumu alıp, yerine huzur koyan.
Şimdi ben de yürüyorum, kendi yollarımda,
Ama ayak izlerim hep senin baktığın yöne dönük.
Büyüdüm, boyum geçti seni, ama ruhum küçücük,
Hâlâ o ilk elin dokunuşunu arayan bir çocuk.
Biliyorum, saçındaki her beyaz tel, benim acelem,
Zamanı durduramayan, çaresiz bir sevgi.
Ördüğün o hırkayı üzerimden hiç çıkarmadım,
O yumağın sonu nerede, hiç merak etmedim.
Çünkü biliyorum, o iplik bitse bile,
Senin kalbinde yeni bir başlangıç var.
Ay ışığı vurduğunda parlayan örgü şişlerin,
Bana her zaman, "Buradayım." diyen biri var.
Kayıt Tarihi : 17.12.2025 16:36:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!