Bazen hayat,
soğumuş bir çay gibi oluyor ,
tadı yerinde ama
içmek için geç kalınmış.
Ama olsun,
ben hâlâ ince belli bardaklara inanıyorum.
Günün ilk ışığında
perde aralığından sızan umut var ya,
işte o umutla kızarmış ekmeğe
hayal sürüyorum.
Üstüne biraz da kahkaha serpiyorum,
günün ilk lokması gülümsüyor.
Ben hayata hep küçük yerlerden baktım,
bir kedinin esnemesinden,
bir çocuğun ayağına büyük gelen çoraptan,
bir yaşlının unuttuğu cümleyi
tekrar tekrar sevmesinden.
Ve inandım ki:
Gülümseyen şeyler
daha uzun yaşıyor içimizde.
Bazen kendimi bir saksı çiçeği gibi hissediyorum,
yer değiştirdikçe
güneşi unutuyorum.
Ama biri camı açınca,
tozlu yapraklarımdan yeni bir bahar
başlıyor sanki.
Hayat bazen sarkıtıyor saatini önümde,
“Geç kalıyorsun” diyor.
Ben de diyorum ki:
“Geç kalmak neye göre?
Belki de tam zamanında dalmışımdır hayale.”
Çünkü bir düş, bazen
gerçeğin tam kalbine isabet eder.
Ve itiraf edeyim:
Çoğu zaman hayatı
çaktırmadan kandırıyorum.
Ciddiyeti omzuma almıyorum,
korkularıma şapka takıp
onları da pikniğe götürüyorum.
Biri “Ne yapıyorsun?” diye sorsa
gülerim:
“Hayatı çayla kandırıyorum,
hayali reçelle tatlandırıyorum,
bir de
kendime ara sıra sarılıyorum.”
Çünkü bazen en iyi gün,
kahvaltıdan sonra başlar.
Ve bazen en büyük zafer,
küçük bir tebessümde saklıdır.
Kayıt Tarihi : 29.5.2025 16:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!