Hiç bulut yok Gökyüzünde
Güneş pırıl pırıl ışık saçıyor
Meraklılar Balık tutmaya çalışıyor
Yüzme bilmeyenler suyla boğuşuyor
Güneş suyu bizlerle paylaşıyor
Gölgeler doluyor boşalıyor
İnsanların yüzü gülecek
Tok açın halinden bilecek
Zengin fakir bir olacak
Ramazan gelince
Meyhaneler boşalacak
Dilenciler çoğalacak
dün gece saat yirmi dörtte
bir adam dolaşıyordu kordon boyunda
umutsuzdu çok sarhoştu üstelik
dolaşık adımlarından belliydi
dün gece saat yirmi dörtte
bir adam ölümüne susamıştı
Bak bu zifir karanlık geceye
Vakit gece yarısı
Etraf ıssız ve sessiz
Gördüklerin göremediklerin
Hepsi de sağır ve dilsiz
Karanlığa gizlenmiş güzel ve çirkin
Temeller atılıyor
Fabrikalar yapılıyor
Tabancalar sıkılıyor
Seçim yaklaşıyor oy oy
Gençler yaralanıyor ölüyor
Duygularım Deniz gibi kabarır
Hayallerim aklıma geldiği zaman
Gönül bahçemdeki yapraklar sararır
O yüzden rüyalarımı çabuk unuturum
Uykularım dağılır geceler boyu gelmez
İnanın çok özledim tarihi kalesini
İstanbuldan sürgün gelen kulesini
Kırçiçeklerini sümbülünü lalesini
Nettin emmisini demesini
Kuyu kebanı etli ekmeğini yemesini
Şeyh Şaban’ı Veli Türbesini
Eskişehir marşına adını veren memleketim
Biliyormusun yıllardır sana hasretim
Onaltı yaşından sonra yokmuş sende nasibim
Yıllar oldu hep gurbetellerdeyim
Gözümde tüter Seyyit Battal Gazi
Yunusemre Yunus dede kümbet baba Nasrettin hoca
Sabahtan akşama kadar masasında
Evrakların içinde boğuluyordu
Uğraşıyor didiniyor durmadan çalışıyordu
Tabi ki herkes gibi o da yoruluyordu
Ay başı oldu mu maaşını alıyordu
Ev sahibine bakkala kasaba manava dağıtıyordu
mevsimler yaz bahar
unutulmuşum neye yarar
anla artık ettik zarar
ağlama seven seni arar
leylanın mecnunu var
lapa lapa yağıyor kar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!