Yazmaya karar verdim, geç kalmış bu mektubu…
Gözyaşımı üstüne, serpiyorum kadınım.
Uykusuzluk bir murat, gözlerimin akdi bu
Arada bir olsa da, kırpıyorum kadınım.
Her gün ölür mü insan, dizini direyerek?
Bazen koşarak düşer, bazen de yürüyerek,
Belki uçar giderim, kanat olur diyerek,
Ellerimi dizimde, çırpıyorum kanım…
İşe gider gelirim, beklerim duraklarda,
Her kadın benim için bir sestir ıraklarda,
Verilmiş bir sözüm var, sen kalma meraklarda
Her fırsatı gözlerimle, tepiyorum kadınım…
İkimiz bir boşlukta, kendimize sarıldık,
Koskoca bir güneşin, gölgesinden sıyrıldık,
Bak bu gün ilk defa, bir gün daha ayrıldık,
Kurumuş dallarımdan, kopuyorum kadınım…
Yok başka şikayetim, yerim yurdum serinde,
Tek hasretin acıtır, izi biraz derinde,
Değişmeyen tek şeyse, bir imanım yerinde,
Gene aynı Allaha, tapıyorum kadınım…
Ahraz söyler şarkıyı, sanki sazı kör çalar,
Aklımın almadığı, ezgileri kurcalar
Her nota top mermisi, surlarımı parçalar,
Artık kumdan kaleler, yapıyorum kadınım…
Dayadılar alnıma, üç kalibre bir biksi,
Sıfırların altında, hava soğuk ve eksi,
Çok mülayim olan ben, şimdi huysuz ve aksi,
Her rüzgardan bir maraz, kapıyorum kadınım…
Birazcık ta sen anlat, yüreğimin öksüzü,
Karanlık mabedimin, son aydınlık, tek yüzü,
Yağmurlarda buluşmak, vuslat açık gökyüzü,
Her gün mor bulutlara, çarpıyorum kadınım…
Yarım kalan bu mektup, tek bir romanmış meğer,
Darılma hiç olur mu, haber vermezsem eğer?
En çok yaralandığın, en çok incindiğin yer,
Kırık kanatlarından öpüyorum kadınım…
Kayıt Tarihi : 5.5.2025 09:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!