Pırlantaya, altının yumuşaklığına ayarsın.
Aklımı çelen, beni kalpten vuran kadın!
Ebruli, cilveli, edalı, nazlı bir yarsın.
Ay gibi parlak, Güneş gibi kavuran kadın! .
Rüzgarın kararsızlığı, tavşanın ürkekliği,
Ceylanın bakışı, bülbülün sesi, ev kekliği;
Feda olsun sana tüm kainatın erkekliği.
Dişi kuşlar gibi eşine yuva kuran kadın!
Dalın inceliği, hafifliğini yaprağın,
Suyun saflığı, doğurganlığını toprağın,
Taşırsın parça parça, kalbimdir son durağın.
Ey! Sarı saçlarını tel tel savuran kadın.
Karım, kısrağım, bacım ve esas annemsin,
Başımdaki sis, gözümden akan şebnemsin
Nurselim, Serabım, Gönülüm, Sinemsin.
Karşımda, yanımda, içimde duran kadın!
Cennete Havva’sın, sana muhabbet yakışır.
Dünya’da ayrı düşenler üç asır bakışır.
Firak ateşi yakar, aşklar gönüllere akışır.
Bir bakışla kolumu kanadımı kıran kadın! .
Aşıkın oldum, Mecnun oldum ve kölen oldum
Yoluna baş koyan, uğruna ölen oldum
Gece düşünde uykularını bölen oldum.
Varım yoğum, yuvam yurdum viran kadın
Ana olunca ayağının altına Cennet serilmiş,
Bana deli sevda, sana güzellik verilmiş.
Yar için has bahçenin al gülleri derilmiş
Anadolum, Asyam, Ülküm büyük Turan kadın.
Güzelsin, tazesin, afetsin, bir içim susun.
Kuğu gibisin, aydan arı günden durusun! .
Yalanım varsa ağzım yansın, dilim kurusun!
Oğuzlar, Yavuzlar, Atatürk doğuran kadın.
28 Mayıs 2003/Bahçelievler/Ankara
Emin CebeKayıt Tarihi : 2.6.2003 12:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yer yüzündeki tüm güzellikler sizin olsun.Hoşca kal.Sevgiler.
TÜM YORUMLAR (1)