yıkılan duvar
ve yakılan tablo
kırıldı camlar
esiyor gerçeğin rüzgarları
ve fena halde ıslağım...
ıslık çalarak çığırdım
bu yaşamaklık benim
harcayacak benliğim
çiçekler nefis koktu bu akşam
hava sıcak ve az nemli
denizden esiyor iyotlu bir esinti
en sevdiğim müzik
yırtıyor karanlığın rengini
yoksun ve kal orda
seni unutmadım
ki kendime düşmalığım bitti...
en yoğun çarpışmaların içinde
buluyorum kendimi
kaldırmaz çünkü hiçbir midde
bunca kabalığı, kalabalığı
Aynadaki
sana yabancı
yaban en çok sevdiğin, sana...
uçurum kokusudur
sinmiş ruhuna
ürpetir
yalnızlık tadıdır
ellerin
üşütür
ölüm korkusudur
gözlerin
ne yapsam bilemem
ne yaptım bilmem
bilemem...
ağlarını örmüş
maharetli bir örümcek
beynimin kıvrımlarında
bu çaresiz sözler
hiç mi anlatır
bilemem...
Fahri FıratoğluKayıt Tarihi : 29.5.2008 12:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!