Sonkes mutlu olmak istedim
Ve kapattım gözlerimi
Kulaklarıma gelen çığlıkları
Duymazlıktan gelen adam oldum bir anda
Oysa bildiğim bir sır vardı
Sırlığını duvarlara anlattım
Burda yağmurlar suskun, kurumuş beton topraklar, taş yürekler.
Küsmüş gökyüzü ağlamaktan uzak yağmaktan ırak, burda gökyüzü ürkek.
Yıldızalarda sönük, ay terk etmiş, güneşin doğacağı yok sevmedim bugünü.
Dağların ardında rüzagarlar gizlenmiş, ağaçlar kurumuş, yüreğim kadar suskun gözler.
Uzaktan, ufuktan gelecek gemiyi gözlemekte gizlice gözler.
Huzur dolu bir göğsü özlercesine bugün dünden beter, insanları toprak özler.
Sımsıkı sarılmalı güneşe, insanlar soğuk yürekler taşıyorlar.
Taşınmalı ay'a orda karanlıklar bile gözlerinizden aydınlık.
Hem yıldızlar çevirir etrafını güzelliklere boyar çografyanı.
Dünya yaşancak gibi değil, papatyalar bile cağresizlerin oyuncakları.
Beklemekteyim bağdaş kurmuş göç yolunda kuş umduğumun,
Közü solumda sürekli harlanmakta
Olan bir yangın var
Bambaşka bir yangın yaşadıkca seni
Senide beni de yakacak bir yangın
Tütüyor dumanı aklımda
Yaşlılığa giden yolun başıdır bizim hikayemizin başlangıcı
Kırlangıçların şakırdaması yağmurların kaldırımları ıslatması
On yedinin on dokuzla raksı ilerleyen zamanın akması
Genç kızın yaşlı adama aşkı yaşlanmanın başlangıcı
Büyütür zaman saçlarında aklar çocuk kalır bir yanın
Çatısı akan
Penceresi kırık
İzbe bir evin hasibesi
Yokluğundan titreyen özlemim
Yalnızlıklar doğurur kaderim
Sobamın üstünde demlenen çayın fokurdamaları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!