sürekli dizlerim kan
ellerim kan
gözlerim kandı
birinin ölmesi yetmiyordu artık
herkes biraz ölüyordu
ve ben bunu seviyordum
çiçek toplardım sevgilime
şimdi hepsi kurudu
biri kitap arasında
biri otel çarşafında
biri de benden şikâyetçi
aşk: paslı bir bıçak
şehir: irinli bir yara
zaman: kendini kesen bir mahkûm
pazartesi: babamın tokadı
aralık: mezar soğuğu
haziran: aşkın değil
ölümün provasıymış
kimseye güvenmemeyi öğrendim
çünkü herkes sana benziyor
kendime bile dönemem artık
muhtar salim amca bana bakar
“adam olacak çocuk” derdi
salim amcanın ölümü
dokundu bana
ölümünden bile fazla
mezarına gitmem
mezar taşla yazılmış bir küfürdür
kabullenmeye zorlayan
adam olacak çocuk değildim
iyi bi’ çocuk ölüsüydüm ben
Allah’ım
beni geri al
Kayıt Tarihi : 18.8.2025 10:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, arka bahçede geçirilen tekinsiz bir yalnızlıktan doğdu. Çocukluğun kanayan dizlerinden, babanın tokadından, zamanın kendini kesen bir mahkûma dönüşmesinden süzüldü. Ölüm, hep oradaydı; bazen muhtar Salim amcanın gözlerinde, bazen çürüyen çiçeklerde, bazen de insanın kendi içini kemiren sessizlikte. Bir zamanlar sevgiliye toplanan çiçeklerin, yıllar sonra kitap arasında, otel çarşafında, şikâyet dosyalarında kuruyup kalmasının şiiridir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!