Çünkü bilemeyiz, nereye esiyordu bu rüzgar
Başakların boynu bükülürken
Saatler alıp götürüyordu çocukları
Aklın almadığı bir hızla döndürüyordu çarkını zaman
Yaşamak mı dersin
Bilemeyiz
Hangi derinlikti bizi boğan
Bir bilmecenin içinde ölüm korkusuyla endişeliydi insan
Duvarda bir saat
Namaz vakitlerine hiç ayarlanmamış
İhmal mi o yoksa ilgisizlik mi
Bilemeyiz
Tutunduğumuz dal kuru
Bizi öldürecek olan ok değil zehir
Çünkü herkesin içinde biraz saklıdır ölüm
Buruktur baktığımız resimler
Bizi kendimize getirecek olan o şey
Artık bizimle ölmekte
Bilebilir miydim
İçimde saklı olan şey neyin parçaları
Nasıl da ağzıma bal çalmış bu dünya
Çözülüyor yıllar
Ve anlaşılıyor
Dorukların ağaçlara benzemesi
Ve hala hatırımda büyümüş olan çocuklar
Çocuklar
Tarlada gözeye eğilen kana kana su içen çocuklar
Nasıl da kızardı sobanın üstünde pişirdiğim patateslere anam
Yemek yerken şöyle bir ayağını uzatarak otururdu babam
Süpürge çöpleri ile kurcalardı dişlerini abim
O da yoksa yontardı cebinde ki çakıyla sofra kapağının kenarından
Anımsıyorum şimdi ellerim neden acıyor
Oturuyorum kimsesiz bir evin saçak altında
Dargın ve kaygılı
Nasıl bir hüzünle deşiyorum geceyi
Rüzgar alıp götürüyor beni
Adımlarım ağır başlı derin ve düşünceli
Biri yürüyor şimdi
Belki diri
Belki ölü
İhtiras değil itiraz
Ömer Altıntaş
Kayıt Tarihi : 11.6.2021 19:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!