İşte Öylece Şiiri - Özgen Dk

Gönlümün derin ve ıssız vadilerinden yükselen sessizliğin NEVASIDR şiirlerim ve yazılarım.
Kimine göre AŞK,kimine göre BOŞ,olsada sözlerim.
yüreğimden yükselen NEVADA gizlidir
yaşanmışlıklarım ve yürüdüğüm yolda ayak izlerim.
yaşamayan yazamaz
yazsada etkili olamaz.
Bakan görür,gören bilir bizi.

Bir hayattır özlediğim.
bu yazımda içimdeki özlenen hayatın diyarlarına yolculuk yapmak istedim.
bu konuda yüreğimin sesini kaleme satırlara dökebilmem imkansız denecek kadar zor benim için,
çünkü insan bazen hislerini,özlemini dile getiremez işte bende öyle bir zamanın içinden şöyle kısaca değinmek ve seslenmek istedim.
hani insan bazen öyle yerler hayal eder
ama bu yer sadece hayallerdedir senin için öyle bir yer yoktur belkide vardır bizde olmayan başkalarında olan lakin kıymeti bilinmeyen yerler bilemiyorum.
Aslında akustikhane sessiz bir hayattır özlediğim.
Uzaklarda biryerlerde tek katlı bahçeli ve sobalı bir evde yalnız .dalga dalga yayılan kainatın eşsiz sesini dinlemek ve incelemek istiyorum doğanın derinlerinde biryerlerde insan izi olmayan bir alemde.
şehrin yalan kokan insanlarından uzak,
hani Ayağında şalvar, başında yazmasıyla
kuyudan çıkrıkla su çeken saf temiz reyhani kokularıyla gözleri harama bakmamış,elleri harama dokunmamış,yüreği bir yagız delikanlıya vurulmuşta gözleri ondan başkasına bakmaya haya eden,kara kara gözleriyle hayata bembeyaz bakan köylü kızlarını özlüyorum.
ve oturmak istiyorum asırlık bir çınarın gölgesine.
yorulan ruhumu asırlardır gölgesinde çocukları oynatan ne günler görmüş geçirmiş, gelmiş geçmiş insanları misafir eden yorgun bir çınarın gölsesinde dinlendirmek istiyorum ruhumu.
Akustikhane bir hayattır özlediğim.
öyle yatlar,katlar,kantar kantar altınlar,gümüşler,mallar,mülkler değildir özlediğim.
kapatıp gözlerimi oynama şıkıdım şıkıdımlardan uzak,belki bir cırcır böceginin belki bir kuş sesinin huzuruyla
Sessizce kainatın eşsiz ,huzur dolu şarkılarını dinlemek istiyorum.
öyle derinden,öyle içten,öyle AŞK ile.
aslında öyle çok şey değildir istediğim.
biraz huzur,biraz samimiyet,biraz sevgidir.
sonra çay: evet evet çay,ama öyle ketılde degil,yaldızlı çaydanlıklarda degil.
çam odununun aşk ateşiyle dışı kararmış
tıpkı kederleriyle islenmiş yüreğimi anımsatan isli bir çaydanlıkta,ve meşe odununun ateşiyle pişirmek .
çay muhabbettir,bu muhabbetin tadına öyle iki ayaklılarla değil ağaçlarla,kuşlarla,çiçeklerle,böceklerle varmak istiyorum.
Bahçedeki cınar ağacının altında
dağları seyrederek ve yanımda bembeyaz kuzularla,bahçenin hemen köşesinde tavukların ve kazların sesi eşliğinde çayımı içmek istiyorum.
Agustikhane bir hayattır işte özlediğim.
dedikodudan,gıybetten,fitneden,uzak,
şehrin iki yüzlü insanlarından uzak.
tüm çirkefliklerden uzak sade ve temiz,
ruhumun derinlerinden gelen sessizliğin içinde kaybolmak istiyorum.
Sessizliğin sesini dinlemek,
sanal alemin sanal insanlarından uzak
teknolojiden uzak,doğallıgın zirve yaptığı uzaklarda biryede ,insan izi olmayan diyarları özlüyorum.
lüks odalar sizin olsun.

saraylar köşkler sizin olsun.
takılar.akçeler,sizin olsun.
pahalı ayakkabılar,ipek elbiseler sizin olsun.
ben Aşkını bembeyaz yazmasına nakış nakış işlemiş,zeynebin papatyalı elbisesinin vurgunuyum.aişenin deniz gözlerine karışan masumluğun vurgunuyum.
dağları,bayırları jep ile zübbece gezmek marifet değil,
yağız atların ayak seslerinde dağ bayır haykırarak uhudu yaşatanların dürüstlüğünün vurgunuyum ben.
bir damla suya hasret gibi
kerbela yüreğimde hüseyni sevdanın vurgunuyum ben.
yeterki huzur olsun
güven olsun.
sağlık olsun.
kimin umrunda saraylar,köşkler.
kimin umrunda zümrütler,elmaslar,sarı akçeler,. arabalar,mal mülk
bir dost,bir post yeter bana...
işte öyle bir hayattır özlüyorum
aslında ben seni özlüyorum
yani beni kendimi...ÇÜNKÜ BEN SEN OLDUM
SEN’İM...
Devrim Kırnak