sırım gibi ağladım kaldım haydar paşa'da
utandım haliç bana bakıyordu içine kapanık
çok dişli gülerdik ışıklarımız cebimizde dolu dizgin
karaköy'de seni çıkarıp attım gemilerin boğazı düğümlü
ayşe yan yan bakardın dişlerinin arasında mutsuzluk cigarası
kabataş'ta attın beni gömdün istanbul'a yolcu vapurları
yoksul iskeleler uğurladı çımacıların elleri hiç olmamış kadar soğuk
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;