bir şairi en çok kelimeler öldürür
İ.
bağdaş kurup Beyazıt’ta ihtiyar bir çınarla
/ kaçamak bakışında şairin /
açıp açıp okuduğum şehrengiz
âh! ne yana baksam ben
ne yana baksam hatıralar yaprak yaprak dökülür
içim içime sığmaz nerde bir şair görsem
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Devamını Oku
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Eline kalemi alıp meydana getirdikleri her eskize şiir diyenler bundan sonra daha çok çalışmaları gerektiğini anlamışlardır. (ilk başta bizler) Şimdi bir kaç iltifat sözcüğü yazıp şiirin gölgesinde kalmak istemem. Kelimeler yetmez deyip işin içinden de sıyrılamam. İşin ehli olanlar harikulade demiş. Bende buna mukabil konuşmuyorum. (Sükut ikrardan gelir) :)
hocam, 'dest-i bi rahm-ı levh-i lubunla...' diyen Ahmet Haşim'in şiirini lise ikinci sınıfta ezberlediğimi hatırladım bir an ve yapılan yorumlara baktım: 'tebdil-i kıyafet', 'efsun', ' baki' kelimelerini anlayamayan koca koca insanlar... hal-i pür melalimiz kendi tarihimizden kopuşumuzdur. benim yazdıklarımı da anlamazlar ya gerçi, varsın beğenmesinler şiirinizi. kime ne? yirmiiki yaşımın ağırbaşlılığıyla ben de onları olgunlukla karşılıyorum, geçmişlerinin belleklerinden silinmesi onların suçu değil!... medeni medeni dedikleri avrupa, atalarından kalan çöpü dahi cam fanuslar içerisinde saklarken, biz kendi geçmişimize tü-kaka demeye devam edelim... Deü İlahiyattan öğrenciniz...
Mehmet Şamil, henüz ödül kazanmadan önce bu şiiri seslendirmemi istedi. 'Sen de seslendirme yapıyorsun sen seslendirsene' dedimse de dinletemedim. Bir hayli eski Türkçe sözcükler vardı, okunuşlarını bilemiyordum tabii. Kendisinden rica ettim şiirini okuyup göndermesi için. Gönderdi. Gönderdiği ses kaydına göre dilimden geldiğince seslendirdim. Açıkça kendi seslendirmemi çok beğenemediğimi belirtmeliyim, çok zordu seslendirmek!
Bu kadar yorum almış, ama aşırı olumsuz yorumları hakketmiyor bu şiir!
Bazen düşünüyorum, acaba yabancı dillere gösterdiğim özenin bir kısmını eski Türkçe'ye göstermelimiydim diye. Ben rahmetli dedelerimin yazdıkları, anılarını okuyamıyorum, eserlerini okuyamıyorum, yoksa onlar yok muydu!!!
Gelelim şiire; çok severek okuyabileceğim türden değil ancak hoş ve çekici bir yanı olduğunu da söylemeliyim. Özenle işlenmiş. Eksiği ise Sn Şamil'in o devirde yaşamamış olması olabilir. Her şeyin bu kadar hoş olabileceğini düşünemiyorum pek:)
Eleştirilere gelirsek; ne işi var siyasetin bu şiirin altındaki yorumlarda? Şair öyle hissetmiş öyle de yazmış, ödülünü de almış.
Siyaseten Sn Şamil ile farklı görüşlerde de olsak, şiir beni hiç rahatsız etmedi.
Tebrikler Mehmet Şamil
sevgilerimle...
sa...çok guzel gönlünüze sağlık....okurken istanbulu daha fazla sevmeye başladım...dua ile.
Yürekten kutluyorum..Harikulade
yazık yazık ataürkü savunan insanın düştüğü duruma bakın hem atatürkü savunuyosun hem ağzından katran damlıyor.atatürkçü bir insanın ağzından o sözler çıkmaz.sen savunamıyosan bırak ben savunmasını bilirim atatürkü.sahte atatürkçü nolcak.lafazan
ilayda
gelincik tarlaları...kırmızı gelincik tarlaları
gölgemin düştüğü yerde toprağı kucaklamış
bu gün perşembe ilayda kıyamet vakti geldi
sevenler bu gece son kez ağlayacakmış
gelincik tarlaları secdeye kapanmışlar
solmuş ruhum benim ne zaman hayat bulur
ey suların perisi bir damla merhamet et
bana küsmüş bulutlar içimde volkan durur
karşımdaki tepenin çıkıp yamaçlarına
gelinciklere bakıp 'seni seviyorum' deseydim
ellerimi açıp göğe kaldırsam
saçlarımı bir peygamber eli okşasa
keşke senin için bir gün ölebilseydim
ilayda
Sanat adamı toplumu için vardır.Kitlelerin ona yüklediği görev sevgileriyle, sevinçleriyle,umutlarıyla ,acıları ile bazen durağan bazen dolu dizgin olan yaşamı tarih süresince sırtalanıp taşınmasıdır.Bu bir müzik eseridir, bir resim, bir şiir,bir öykü veya ciltlerce roman olabilir.Bu anlatım araçları yetmesse bir ezgi,bir destan,bir masal yükselir Dünya'nın herhangi bir köşesinden.Sanatın evrenselliği budur.Çünkü acıda ,sevinçte,aşkta,tutukuda,yitik sevdalarda insan içindir.Yürektedir,yürek Dünya'nın her yerinde birdir.
Yaşamak Dünya'nın her yerinde bir şiirdir bazen uyaklı,kurallı,dolu dizgin; bazen savrularak, çığlık bazen neşe dolu, acı dolu,bazen türkü dinler gibi okurken alır kendine seni.
Şaiirin dediği gibi:''yazmışım da acıma şiir demişler''.Resamın renkleri,yontucunun keskiside, bestecinin notasıda bunun için değilmidir?
Bunca acılar ve eziyetler içinde hafiflemek ya da sevinçlere katılabilmek için kelimeler ,renkler,notalar bir çırpıda içine alabilmeli her yüreği sözlüksüz çevirmensiz ,aracısız.
Namık Cem
yorumsuYORUM
buradaki tüm yorumlara katılıyorum-yani aslında yorum yapmamak için böyle diYORUM-of yoruluYORUM-rumuz -imamhatipsiz yada ilahiyat fakültesiz-anlayan anladı onu
^^İSTANBUL'A UZAKTAN GAZEL OKUNMAZ^^^
Dr.İbrahim Necati Günay
Yedi Düvel Yedi Tepe Efsane İstanbul
Yeni bir çağa Sultan Mehmet çığır açacak.
Atasından yadigar efsaneye cihan şaşacak.
Yerde sararmış bir yaprak görürsen eğer
İnan sevgilim inan bu her şeye değer.
Işıkların altında İstanbul'u seyrediyorum;
Geçen yıllarıma inan; inan sevgilim kahrediyorum.
Karadeniz’den esen rüzgar senin saçlarını savuruyor,
Nedenini bilemediğim bir his içimi kavuruyor.
Galata'dan attığım mendil kubbelerin'den savrulur durur,
Üçüncü Ahmet çeşmesinin zinciri sevdama dem vurur.
Boğaz'da çırpınan bir martı'nın kanat sesleri
Çamlıca’nın görkemi gibi uyandırıyor hislerimi.
Bir yıldız bir yıldız gibi çıkıyor yokuş yukarı.
Taksim'de yürü'yor caddeyi istiklal'de müzmin bekarı,
Sevdanın bir ucu Hisar diğerin de Saraçhane'de yıkılmış surlar
Sultanahmet haşmeti ile Ayasofya sıra sıra gelen turlar
Savruldum bir yaprağın kenarında ada vapurunun güvertesinde.
Sevdan bir Dolmabahçe bir Beylerbeyi saray'ının cümbüşü renk bahçesinde
Sevda tutkunlarını esir alan Bakırköy,diğer yanda zengine saran Yeşilyurt.
Bayrampaşa esir almış Metrisin soğuk duvarlarını,mahalleyi Gazi’de aç kurt
acımasız hayatın can can hanımefendileri,hayali zenginlikte Veliefendi de koşar beygirleri.
Aksarayda yaya isen caddeyi vatan,pazarı Lalelide açılır yedi milletin sergileri.
Osmanlı Sultanı Padişahı alma ismi ile haşmeti gibi duruyor tarih kokan Beyazıt.
Her köşesinde ulu mimarların adsız kahramanların günümüze gelen bir çok anıt.
Bir başka içine çeker taverna müziği Tarabyada,yersin böreğini Sarıyerde.
Renk cümbüşü içerisinde istiridye, midye tava önümde Hisar,Altınkum plajım nerede?
Istim alırdı gemilerin İstinyeden,buram buram kokardı çamların HacıOsman bayırından
Yokuşu yıldızdan seyrederken ölümsüz manzarayı,ıhlamurlar altında dörtnala Beşiktaştan.
Dört bir tarafını sarmış bir birinden nadide eşsiz sanat abidesi sarayların,
Yirmidört saat nöbet bekler yüce Ata’sına Dolmabahçe de yavruların.
Süvariler sevdam gibi geçti tan vakti erenler diyarı Üsküdar'dan
Boğazın'da sevgilimin çifte gerdanlığı,haber mi var yar'dan.
Bilsem aldanırmıy'dım Bebek, Emirgan, Aşiyan gibi parılda'yan yeşil gözlerine,
Her köşene yazılan hafızamıza kazınan süslü içine çeken sözlerine.
Toptaşı, Atalamataşı, Hergele meydanı derken,Çiçekçi’den Karacaahmete inerken
Tüm sevdiklerim yatıyor ulu çınarların altında,gözyaşlarım akıyor seyrederken.
Yalnız Selvi (Ümraniye) adını Frigyalılardan aldı.Roma,Bizans derken Osmanlı fetihetti.
Osmanlı padişahı 1 Ahmet beratı,şeyh Aziz Mahmut efendiye vakıfetti.
Yemekte canın tavuk çekerse geçersin Ümraniye,Alemdağ'dan
Oyalı mendil gelmiş Topkapı'lı eğitim fakülteli esmer yar'dan.
Yarin kokusu gelir Haliç'ten savrulur mistik kokular Sadabat’tan,
Avrupaya açılır bir kapı Eminönü,Sirkeci gar'dan,yarin elini tuttum Yerabatan’dan.
Nerde o eski Arnavut kaldırımların,Galata'dan geçerdi en güzel tranvayların.
Boğazı yakar Beylerbeyi,Dolmabahçe,İstanbul'u yakar Topkapı vakur sarayların
Yedi cihana hükmeden padişahların saraylarında yetişti,
Kutsal emanetleri ve kaşıkcı elmasını insanlığa bahşetti.
Kadıköy sahil,dolmuşun'da Moda,gezilir Bahariye’de,nostalji ararsan Kurbağlıdere’de.
Koşuyolun'da koşar'dı dörtnala atlar,Papazın çayırı şimdi acep nerede?
Yayan gidersen kalırsın Tuzla'da piyade,içelim kahveyi iki orta bir sade.
Köftesine ve ayranın tadına doyulmaz,kapat gözlerini bana müsaade.
Okursun her köşesin'de tarihi bir yazı,çekilmiyor bu güzelin artık nazı,
Fakiri'de zengini'de bulur kendince eğlenceli bar'ı ve saz'ı.
tavernalar,bar'lar doldur'du sokak aralarını,Ortaköy sahilin'de entel magandaları
sazlar çalınır,kayıklar çekilir'di masmavi Göksu’da,unutulurmu o gizemli anları
sırtım'da darphane,gözlerimin önünde Gülhane,Saray Burnun'dan salınır endamlı gemiler
her köşen'de bir birin'den nadi’de mimar Sinan şaheseri eşsiz camiler
Beylerbeyi'nin saltanatın'dan,Çengelköy’ün bostan bahçelerin'den badem seçerken,
Başıbağlar'dan salındınmı? Babilin asma bahçeleri misali Bulgurlu’nun asma bağların'da güzel süzerken
Diyarbakır karpuzu elin'de Alemdağ’dan, Taşdelen’e pınar’ların suyu keserken
cuma namazını mimar Sinan şaheseri Sultanahmet Camisinin avlusun'da Ayasofya'yı seyrederek dinler'ken
gümüşten ince tellerin güzel kızların süsler hayalini Tellibaba'nın bağırın'dan
çayırın önü devam eder Beykoz'a erenler diyarına Hz Yuşa’nın kabrin'den
Piyer Loti'den seyretmek altın boynuz'u,Kanlıca'da yerken kaymaklı yoğurdu
Kimileri bağlar türbelerine kısmet ipleri,Eyüp Sultan’da umutlar korkut'tu
Sanki senin uğuruna yapılmış denizin ortasına eseri sanat kulesikız
Karşılıklı birbirlerine kur yapar Hisarın'da boğazı kesen aykız
Zümrütü Anka kuşu müjdeliyordu,Fatih Sultan Mehmet efsaneyi fetihedecek
Tarih yazan yüce Atamız’dan insanlığa yadigar gençlerimiz vatan gibi bekleyecek
sultanların diyarı yedi düvel yedi tepe efsane İstanbul.
A Takımı Milenyum Şairler Grubu
( Kurucu Üyesi )
Dr. İbrahim Necati Günay
Yukarıda ki şiir ile bendeniz de İstanbul konulu Ümraniye Belediyesinin düzenlediği şiir yarışmasına katılmıştım.
Eser birincilik almış ise şairini tebrik etmek düşer.
Saygılar.....
Bu şiir ile ilgili 406 tane yorum bulunmakta