Ben o zamanlar neremden bakarsanız bakın keldim
Ağzı sulanıyordu Ümraniye esnafının Elhemdürillah derken
Boğaz manzaralı aşklardan söz ediyorlardı İstanbul’da
Ergenliğimin fahişelerini özlüyordum Harbiye sırtlarında
Ellerimi arıyordum kollarımın uçlarında parmaklarım yok
Ayaklarım şaşkın, ezberimdeki bütün adresler yırtılmış
Alibeyköy’de eleri kanlı iki arkadaş
Sıkı bir müzakereye girdiler kendi aralarlında
Ve bütün mesele
Misafiri kavursamıydılar yoksa yahnisi mi daha leziz olurdu
Muhsin Ertuğrul sahnesinde bir karanlık
Hamlet canlanıyordu merdivenlerde yarı çıplak bir tarih
Sağımda bir kadın oturuyordu elerli dizlerinin üstünde
Saçları yüzlerine akmış gözlerinde geberiyorum
Avucunun içindeki koku hiç duyulmamış
Sahnede bir hançer saplanıyordu sırtıma
Dörtlevent de bütün sokaklar çıkmazdı
Alt geçitler cehennemin dibine gidiyordu
Kadınlar geçiyordu kaldırımlardan
Rüzgarda savrulan bir tüy gibi zarif ve mutsuzdular
Bu İstanbul düpedüz bir yalandı bir iftira
İstanbul intihar ediyordu
Boğazına bağlanmış iki köprünün ayaklarlıyla
Kavacıkta bir otobüsün merdivenlerinde öptüm İstanbul’u
Ben o zamanlar neremden bakarsanız bakın keldim
İstanbul karla karışık bir yağmur ağlıyordu…
31 Aralık 2005 Ankara
Kayıt Tarihi : 25.11.2006 13:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)