Bir varmış, bir yokmuş, böyle başlamaz bu şiir,
Gönlüm mağrur, kelimelerim suskun,
İlk ben yazmıyorum ey şehir,
Haddim değilse affımı diliyorum.
Bir masalsın ey şehir, şairlere nisbet,
Suskun kalmak mı çok konuşmak mı
Onu da bilmiyorum.
Müjdecin vardı ey şehir müjdelerin,
Fetihlerin vardı, Fatih'in,
Emirlerin vardı, ne güzeldin.
Dilerim tahtını tahtına yakîn eyler Rabbim.
Yolcuların vardı ey şehir uzak diyardan,
Kimi anadan geçti kimi yardan,
Kimi muradına erdi Ensardan.
Aşıkların meşk eder ey şehir,
Şarkılar sende dinlenir; güfteler besteler.
Yorulmaz geceler, sendedir en efsunlu bilmeceler.
Kimi yedilerini sayar ey şehir, kimi dilek tutar,
Bülbüle gül lazım o da sende var.
Tepeden bakanların var ey şehir,
Gözleri kapalı dinleyenlerin,
Ölümüne sevenlerin, ölenlerin,
İlle İstanbul diyenlerin...
Ey şehir, sen istanbul,
Çamlıca'da hayal, adalarda hülyasın,
Bilmem hangi yerinde bir başka sevdasın.
Boğazların, düğümler boğazımı ey şehir,
Tarih kokar taşların,
Hiç eğilmedi eğilmeyecek,
Sînesinde barındırdığın başların.
Kaldırımların, ey şehir,
Hiç bilmez halden, kimi ağlar derinden,
Kimi kımıldamaz yerinden,
Çiçeklerin bir başka açar ey şehir,
Gül kokar mabedlerin,
Hep böyle ağırla ey şehir,
Onlar senin en değerli misafirlerin.
19 Nisan 2006
Ali BoyluKayıt Tarihi : 20.4.2006 22:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (7)