Say ki deniz kıyısındasın.
Akşamı seyre dalmışsın.
Dalıp gidiyorsun kızıllıklara.
Bir de bakıyorsun,
Güneş, saklandıkça dağlar ardına.
Bir yıldız parlıyor, uzaklardan.
İnsanlar geçiyor
------Penceremin önünden.
Sıra sıra,
-----Dizi dizi.
-Kimi hüzünlü, telaşlı,
-Kimi gülerek, neşeli,
Çok çabuk geçti yıllar
Kırkıma gelmişim birden;
Köyde geçti çoçukluğum
Şimdiki çoçuklar gibi
Hiç oyuncaklarım olmadı.
Çamurdan evler yapardık,
Bu ilk değil
Fırtınaya yakalanışım,
Sarp kayalıklar dan yuvarlanışım.
Bu kaçıncı ölümüm,
Kaçıncı dirilişim bilmiyorum.
Şu nu öğrendim ki;
O`nu gördüm düşümde,
İki gözü iki çeşme ağlıyordu.
Dokundum akan yaşlarına
Sel oluverdi, aldı beni.
Sürüklendim diyar diyar.
Güneş vurdu buharlaştım,
Hüznüme gem vurup
Serseri kuytuluklardan ayrıştırdığım,
Zaman;
İçimi ısıtırdı her an.
Takvim yaprakları kış’ı devirmişti aslında
Ama, zemheriye özenmişti,
PAZAR YERİ VE DÜŞLER
Gül be çocuk
Nar tanesi gülüşlerinle aydınlansın şu dünya.
Üşütmesin seni tezgahlara yağan kar
Acıtmasın yüreğini
mavinin umut olduğunu unuttuğumuz an başlar
sarı rengin zaferi! ! !
rengarenk uçurtmalarla yüklü maviliklerde kalın
sevgiler.......