O mesut günlerim hiç dönmeyecek,
İçimde bu hicran hiç dinmeyecek,
Çağlayan mevsimler hiç gelmeyecek,
Şimdi nerde eser gençlik rüzgârı…
Bir zamanlar bülbül gülde öterdi,
Dün akşam perişan gezdim yollarda,
Ellerimde gördüm,ağlamış eylül…
Ah eden rüzgarın sesi dallarda,
Baykuşa terk etmiş tahtını bülbül…
Bir gariplik çökmüş sulara yine,
Liman uzakta,
Hiç belli olmaz bir fırtına kopar,
Karlı günleri alır gider
Yollar boyu, yıllar boyu
Sensizliğime ağlarım.
Gece yarılarında
Şaşkınım,
Elim ayağım dolaşıyor seni görünce..
Bildiklerimi unutuyorum.
Sanki yerinden çıkıverecek gibi,
Kalbime bir çarpıntı giriyor,
Korkuyorum..
Bir gün,
Bırakıp gittiğin gibi
Ben de gideceğim,
Göreceksin…
Buralar nasıl sensiz kaldıysa,
Bensiz de kalacak…
Biraz geç de olsa mecnunla tanışabildik,
Hala Leyla’yı arayıp dururmuş,
Büyük Sahranın ortasında…
Al,işte Leyla dedim,
O hala içindeki tufanın yasında..
Tarihi kucakladı duvar,
Bir silkindi, bir sıçradı,
Gökyüzü siyaha boyandı…
Yağmur değildi yağan,
Bulutun göz yaşlarıydı
Buluttu ağlayan…
Saatimdeki sekiz sayısını sana adamıştın..
O saatlerde sensizliğimi unutur,
Nisan yağmurları altında seni bulurdum.
Kaldırım taşları ağlar,
Zift kokan asfalt gülerdi.
Filiz filiz umutlar kucaklardı bizi
Giy yeşil pardösünü,
Aç pembe şemsiyeni,
Nisan yağmurları ıslatmasın seni…
Bak saat sekizi çalacak nerdeyse,
Tüm asfalt yıkandı göz yaşı çiselerimle,
Asfalt zifti kesildi göz bebeklerim,
Geceye güneş ol,
Gündüze ay olma..
Ağaca budak ol,
Aşığa dudak olma…
Gözüme ışık ol,
Işığa aşık olma..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!