I.
Yürek olup tutuşmuştu
el elin içinde…
Dolanıp da zeytinlikleri
bir güzel Halep’e kaçacaktık…
-Yaşar'a-
atıldı remil,
yayıldı düşlerine...
afyon ve saçma.
ölümden geldim;
konserve yaşamların
artık kentlerin ülkesinden...
duvarlar yükseliyordu
yıkılırken duvarlar!...
-Ölüm orucundaki Behiç Aşçı’ya.-
Platin bacaklı
Aslan bir kedi
Çocuk mu çocuk
İstasyonlara doluşurduk paydoslarda
yanlış yerlere büyüdüğümüz
o ilk ve son duraklara…
Eski bir nisan tadındaydı anılar…
ne yana dönsek, nereye gitsek
Ağzımızda soğan ekmek tadı
yoksul derelerden geçtik
etimizde kanlı dikenleri
terk ettiğimiz coğrafyaların
bavullarımız tıka basa hüzün
uzandık denizlere…
adınla başlıyor yalan...
bilmediğin sabahlara
çıkıyorsun.
birbirini hazırlıyor
geceler, elinde...
balık memelerin
gizli yüzer
koynunda
dalgakıran kolların yok mu;
Sömürgenlerin zehri
yayılıyor ağır ağır…
üstümüzde başımızda
koyu sanrılar.
Dönüşsüz gözleriyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!