Hele bir kez zevk almaya gör;
Alkışdan, alkış tutan “Hamandan (1) ”,
Vurulur boynuna Hak’tan o an,
Gururdan, kibirden olma halkan,
Örülür ilmik ilmik akıbet kozan;
- alımlı-çalımlı adımlarından,
Kimi diller durmaz, Hak der zikreder,
Her seher kendin abad eder,
Kimi diller bilmez haddin küfreder,
Ben de ben der, kendin berbad eder...
Dünya bil ki bir nefeslik yer,
Neden huzuru çok görürsün bize mevlam?
Yüzümüz gülmeden mi geçecek bizde zaman?
El alem yar ile yarani ile ederken çifte bayram,
Neden gamdan, kavagadan başkası bize haram?
Hep gözyaşı, hep hasret mi düşer bizim payımıza?
Madem ki insansın,
Bırak ta şu gözler ağlasın,
Göz yaşıyla ruhun yıkansın,
Nefsin kirinden pasından arınsın da,
Aşksız, gözü yaşsız insan,
Alemde “hiç” olduğunu anlasın...
Çeşit çeşit yaratmış Rabbim ademi,
Kimi beyaz, kimi kumral, kimi siyahi,
“Kalu Bela” olsa da Hakka sözleri,
Benzemez ne kaderleri, ne de parmak izleri.
Kimi sultandır mana aleminde,
BAĞDAT RAPORU:
Ne var ne yok derseniz Bağdat’ta,
Ahvalimizden, halimizden sual ederseniz bana,
Dostlar ne desem, nasıl arz etsem, bilmem ki?
Bir varmış, bir yokmuş deyip,
Ne varmış, ne yokmuş desem,
İnci mercan dizerken gönül çarşısında,
Öldü Rabia kızım doğarken gençlik kozasından...
Tükendi kandilde yağı, soldu gülüm harın acısından,
Çekip gitti balam gitti nefis avcısının arkasından...
Olma mahzun olanlara,
Taa ezelden bu yana,
Aklar karalarla,
İnsan şeytanla hep sınavda,
Secde oldukça insanda,
Hiç biter mi bu sınav dostum...
Haksızlığa susanlar,
Kıyar kendi balasına,
Zulme alkış tutanlar,
Çatar zillet belasına,
Gün olur, devran döner,
Ateş bacayı sarar,
Sanma ki bu gülen gül yüzler,
Daimdir her dem böyle güler,
Düştükçe peş peşe cemreler,
Akıp gittikçe seneler,
Sararıp solar nice taze gelinler,
Solmaz kalır hatırda yalnız ve yalnız,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!