Bir gelinciksin sen nazlı ve narin
En eşsiz fanuslar senin tek yerin
Bilinmez mi sandın asla değerin
Burdayım işte burdayım güzel
Bırak koklayayım saçını bırak
Çocuğun bir kuşu vardı palazdı
Uçmak nedir bilemezdi uçmazdı
Çocuk da tecrübesiz anlamaz kuşu
Beraber çıkarlardı yürüyerek yokuşu
Sonra birgün birden uçmaya durdu
Şu yalnızlığım benim ayrılmaz bir kaderim
Onu zamana sanki bir borç gibi öderim
Kimsesiz yavru kuşum kanatsızca uçmuşum
Meğer sana yapılan affedilmez suçmuşum
Koymadın beni şöyle bir hayvanın yerine
Görüyorum seni penceren açık
Perdeyi belli ki mahsus çekmedin
Dolaşıyorsun pek açık saçık
Ah yosma ah beni sen az ekmedin
Hep o cilveler o işveler var da
Islak bir dudaksın ateş kırmızı
Birleştirsek mi dudaklarımızı
Serin bir alevsin küçücük bir dev
Pembe pancurlusun bahçeli bir ev
Ne olur miniğim beni biraz sev
Bir inci tanesisin belki bir nursun gönle
Haydi gücün var ise gel de aşkımı önle
Sarılmışım saçının ipek halatlarına
Binmişim gençliğimin en hızlı atlarına
Anlıyorum şimdi ben önemsizim yanında
Olmaya layık değil bedenim her anında
Oysa dolaşsam keşke o sıcacık kanında
Beraber uyansak hep gündüzlerin tanında
Güzelliğin deseni ilmek ilmek sendedir
Bu sabah her yan senin renginde
Bu sabah her yan aşkın denginde
Bu sabah gülüyor yüne gül yüzün
Bu sabah uğramaz hiç bana hüzün
Bu sabah seyrettim açıp resmini
Papatya falları oldu tek çare
Kavuşmak imkansız sanki bu yare
Kapanmak mı lazım bilmem ki yere
Dinlesin diye tek dinlesin beni
Sevilmek, ve sevmek, derdi aşığın
Ufuksuz hayallerin şafağında bir sabah
Nefsim yine o taze beyazlığa bir tamah
Bir de güzel tenine bir eşsiz sevda sardı
Sanırım kıştı o gün ama mevsim bahardı
Saçların at kuyruğu ucunda bir kurdele
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!