Yakalamak istedi güneşi saçlarından Mustafa
Gücü yetse çekip bağlayacak
Penceresi naylondan örtülü odaya
Yanı başına hiç gitmesin
Gece gelmesin diye
Gün paşası Güneş
Naylondan kaplı pencereyi
Buğday sarısı çöl kumlarını
Terk ediyordu yorgun adımlarla
Dağların da eteğinden sarkarak
Çapaklanan göz aralığından
Minik avuçları arasından
Kayıp gitti güneş
Mustafa’nın umutlarına inat
Bir daha şafakla gelmeyecekmiş gibi
Biliyordu
Birazdan sırtında bomba yüklü
Gece koşup gelecek dörtnala
Sonrada sıcağı düşecek bombaların
Avuçlarında mahpus kalmış umutlarına
Belki minik bedenlerine
Geceyi de yırtan dumanlı harlamayla.
İrkildi titredi usulca
Yüreği kanadı
Göz pınarlarından kan damlacıkları
Ilıtı kurumuş çatlak dudaklarını
Benzi hiç bahar görmemiş çöl sarısı
Koşup gidebilmek
Bombaların düşmediği herhangi bir yere
Yerin yedi kat dibi de olurdu
Cehennem de
Ne bileyim herhangi bir yere
Koşamadı.
Minik bacaklar
Taşıyamadı alev harlı bedenini
Sendeledi tutunamadan
Yıkıldı duvarın önüne
Sinsice yatan akrebin yanına
Döndü baktı yanı başındaki
Plastikten oyuncak silahına
Yarın uçakları düşürecekti
Bir daha bomba yağdırmasınlar diye
Uzanamadı çaresiz
Yere yapıştı kaldı silahını alamadan
Dudaklardan bir çığlık isteği
Bağıramadı
Minik eller debindi yerlerde
Taşıyamadı
Bedeni devinerek upuzun yerde
Annesinin kollarında
Koynunun dehlizleri arasında olmak vardı
Etten yığın minicik bedeniyle
İki nefeslik zaman koklaşmak
Başına üşüşen yedi kardeşle
Açtı bomba dolu gözlerini
Ağlaştılar apansız amansız gece koynunda
Gözler bakıştı
Gözler şaştı
Gözler takıldı
Gözler aşamadı naylondan kaplı pencerenin ötesini
Sevdiği komşu kızı Hatice’yi de göremeden
Bahçede kumdan evler yaparlardı
Evlendiklerinde yapacakları evlere model
Oyuncak evlere de bakamadan
Duvarın öte yüzüne
Ağır ve haindi karanlık
Zorba bakışları vardı
Ölüm saklı gözbebeklerinde
Çığlıkları da mahpus kaldı gecenin koynunda
Gece dolandı bedenlere
Domuz bağı gibi
Dokunamadılar tabut karanlığa da
Böğürme ile
Barış melekleri misafir geldi
Ölüm kanatlarında
Biçare kaçamadılar
Ve yağmaya başladı
Kanatlarından
Alev topu bombalar
Gece ağladı
Gece alev seli
Meleklerde yoktu artık ve Tanrılarda
Kanlar petrole
Petrol kana karıştı
Hiç savunmasız minik bedenler
Savruldu paramparça
Geceyi delerek Dünyanın suratına
Kanlar içinde
Şarapnel parçalarıyla
Islanarak yandılar
Ve ıslandı Dünya
Mustafasız gün ışırken
Vahşetin adını
Kurtarma operasyonu koydular
Petrol kuyularına karışan kanlar içinde Irak
İhanetin avuçlarında
Demokrasi resimlerinden haberler.
Kayıt Tarihi : 22.4.2004 15:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!