Uzun zamandır içimde yükseklik korkusu başlatan boşluğun umuyorum ki artık son günleridir. Çok şey değişiyor. Saniyeler, günler, yüzyıllar…
Bazı değişsin istenen şeyler aynı kalırken hep - inançsızlık mesela- , bazı değişmesin istenenler kapıları kapatıp gidiyorken üstelik, şimdi nasıl tarif edebilirim olmayan bazı şeyleri, pek bilmiyorum. Zira bu değil, bu da değil, bu hiç değil, beni anlamıyorsunuz, farklı bir şey bu anlatmaya çalıştığım.
Şehir mühimmiş, bunu biliyorum ben. Bir şehir seni olmadık birine aşık edebilir bir akşamüstü. Bir şehir aşktan nefret etmene sebep olabilir, üstelik şarap içerken sen, mevsim Vivaldi iken, mumlar bile hazırken.
Bazen bir şehirde, her şey güzelken, hava hafif serin, iş çıkışı buluşma mutluluğuyken her şey, yaralar kurur ve unutulurken, bereler güzel saçlı kadınlara yakışırken, bereler yaraları yenerken, tüm eller tutulmuş, zemin güzel, şartlar müsaitken, aynaya baktığında biraz olsun kendine benziyorken, kısaca her şey hazırken, ruhunu bulamazsın.
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var