IŞIĞIN MENZİLLERİ -(3)
Gölgelerle sınanıp sessizce çökerken hâl,
Yüreğimde bir sızı, hikmetle eder cemâl.
Işığın her adımı gönlümde açar hilâl,
Sükûnetle dokunan sırları söyler kemâl.
Nice sırlar saklıdır, her ânın derininde,
Sükûtla yankılanır aşk, kalbin zemîninde.
Bir harf gibi süzülür nûr, kelâmın teninde,
Sükûtun iç sesidir hikmet var rehberinde.
Varlığın özüne düş, yanmakla olur vücûd,
Her kül, bir devâdır hep, yakar aşk ile her hut.
Ne gam ne arzûdur bu, ne heves ne de ümîd,
Gönül, boşlukta bulur, ebedîye bir vüsût.
Ne yer kaldı ne de gök, sildim hepsini tek tek,
Zamândan soyunarak, geçtim ezelî gerçek.
Bir nefes ki konuşur, sükût ile der felek,
Ben yoklukla tanıdım, aşkın özünü gerek.
Nûrla örtüldü dilim, sustu en son söz bile,
Gönlümde seher vakti, doğdu aşkın tebîle.
Ne kal kaldı ne gidiş, ne gam kaldı ne çile,
Ben sende yok olurken, sen bende oldun bile.
Ezelî bir sükûtla, mühürlendi cümleler,
Kalbimde yokluk varken, silindi tüm gölgeler.
Ne benim ben olduğum, ne de sen bensiz eser,
Varlıkla yokluk artık aynı tende bir sefer.
Sustum, çünkü her bir söz, döner özde bir sırra,
Her harf aşkın izinde, kul olur Hakk’a zarrâ.
Ben menzile yürüdüm , gönül verdim Allaha
Hikâye son bulurken,
sığındım hep Rahmana.
25.07.2025
Şerife GündoğduKayıt Tarihi : 15.9.2025 00:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!