Gaflet uykusunda yatan bir vatan,
Bir yanda İngiliz, bir yanda Yunan.
Kimi insan ki ölümün emrinde,
Kimi insan ki İngiliz emrinde.
Farklı kaderlerden, farklı şehirlerden,
Tek bir kaderdir seni beni birleştiren.
Aynı yağmur kaderimize yağıyor,
Aynı ayrılık başımızda yazıyor.
Mısraların altında bir İstiklâl Savaşı,
Kaleminden yükseldi bu milletin feryadı.
Millet aç, susuz; memleketim büsbütün harap.
Bir hilal uğruna neyden vazgeçmedik, Ya Rab?
Bir rüzgar esiyor şimdi, işte soğuk soğuk!
İçimdeki çığlıklar, yakarışlar pek bir boğuk.
Bu dünyadan gelip geçtim ben, vakitsizce;
Ölümümde, yaşamım gibi olacak, sessizce.
Ey yalnızlık, tutacağım senin yakandan!
Yanındaki engerek, iki yüzlü, üç yüzlü;
Nerede gördüm ise dedim, bu bir cüzzamlı.
Say say, bitiremedim ben, bilmem bu kaç yüzlü?
Her bir sözü, her bir yanından dökük, yamalı.
Ne namus ne şeref gördüm, beş kuruş etmez;
Ömrüm seninle harap olsun, Eyşan-ı zulüm!
Mecnun’u da, Leyla’yı da gözlerimle gördüm.
Eyşan-ı zulüm, kaderin önünde diz geldim;
Ben bir zamanlar volkandım, bir zamanlar seldim.
Huzurundayım; zulümlerin en güzel hâli!
Betonlaşmış şimdi tüm mezarlarım,
Banka serpilmiş bütün kırıklarım,
Kızıllaşan ufuklar kadar ye'sli,
Suskunluğumuz o kadar da sesli.
Rüyama giren, ey yüzü olmayan insanlar!
"Biraz" sevgi, "biraz" saadetle yaşayanlar!
Ağır ağır yürüdüğümüz bu sokağı soranlar,
Kibirle yürüdükçe ismini bilemezler...
Onlar yaklaşıyor bana, nefret ve öfkeyle:
Hakkını vermek lazım bazen de cehaletin,
Hakkını vermek lazım, haklı olan cahilin.
Cahilliğinin nişanesidir haklılığı;
Örter ancak latifesiyle ahmaklığını.
Bin yıl önceki bir harabedeyim;
Düşünüyorum... Böyle, neredeyim?
Yıllarca sürecek bir sürgündeyim,
Silinmez mazinin bir hapsindeyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!