Ey oğul-Rahmet-i şanın göklerde
toprağa düşen cansın
fani ile baki arasında
adın yoktu şehvete düşmezden
O nur-u can ALLAH yatağında
ananın şefkatli kollarında büyüdün
Ben seni gecenin ışığında
sönmeyen yıldızlar arasında
beklerken ıssız köşelerde
ay ışığı gibiydin
çiçekler arasında
gönül perdeme sızan ışık
Beşikte ninnilerle,türkülerle büyüdük,
Geçmişdeki acı çekenleri duyduk,gördük
Mecnun ların,Leyla ların izlerini sürdük,
Aşklarını türkülerle içimize gömdük.
Vatanımın yüreği yanık anaları,
Bir ömrün sevdası bu
içimde sakladıklarım,
ne günler gördüm,
geldi geçti.
giden yıllara sevdam ağlar.
Hayallerim karanlık ufkun umut çizgisinden
ışık eğirirdi yumak yumak gönlüme
coşkuyla taşar sevginin derinliğinden
serinlik düşerdi köz olmuş yüreğime
Aydınlansın diye karanlığa ateş yaktım
Terk edilmiş benim vadim
yıkılmış kerpiç duvarlarım
fırçasında renkler solmuş
kim bu şair
zincirli kollar,prangalı ayaklar
demir bilezikli eller,ellere değmez
tülbentli gözler,gözleri görmez
tiz beğinleri kazır-dudaklarda çığlıklar
feryatlar sağırlara-kayalaştı yaralar
gül oldu yanaklar,menekşe dudaklar
Kalp bu
alev alev yanar oldu
candan sever oldu
Göz bu
yollara bakar oldu
cananı bekler oldu.
yürek hüsranda,gözyaşım sel gibi
yare vakfettim tutuşan kalbimi
bu ayrılık ateşi yakmakta beni
ben aşk perişanı olmuşum dostlar
yasemiler dökülür pirnur mevkiine
benliğini hapsedip taht kurdun gönlümde
dolaşan mahkumsun damarlarımın içinde
gece gündüz her taraf kararsa bile
ruhumu aydınlatan bir güneşsin daim
göklere hayat fışkırdı gözlerinin karasında
Güller ağlar
sabahın seherinde
güzelliğidir canına okutan
koparılacaktır dalından
başkalarının sevgilirine verilmek için
koparılacaktır sevdiklerinden
ağlar güller bu sabah güller
herkes güler
ağlar güller