İnsanın doğduğu yer hayatını etkileyen en büyük unsurdur. Ben, Mersin'in Akdeniz ilçesinde çoğu kişinin yoksulluk görerek büyüdüğü siteler mahallesinde dünyaya geldim. Hayatımda güzel olan her şeyi şiddetle öğrendim. Babamın şu anda hata olarak tanımladığı biz küçükken üzerimizde kurduğu baskı ve şiddet, bende bir travma oluşturdu. Ailevi sorunlar yetmezmiş gibi birde zamanla kişisel sorunlarım ortaya çıktı...
Bu hayata tutunmak için bana ilham lazımdı, bir şeyler keşfetmeliydim. O sırada sanatsal yönüm ile karşılaştım... Ya bu da olmasaydı? Aklımı kaçırmıştım...
Hiç unutmadığın bir travmamdan bahsedeceğim.
Ben, okumayı üçüncü sınıfta öğrendim. Bundan önceki yıllarımda birçok kez sınıf tekrarı yaptım ve öğretmen değiştirdim. Ne tesadüf, evdeki şiddet yetmezmiş gibi karşıma iyi bir öğretmen de çıkmadı. Okumayı sevmezdim. Öğretmenlerim okumam için hikâye kitapları verirdi. Bunları eve götürmeme izin verirlerdi, evde çalışmam için. Eve geldiğimde babam okuma kitabını çıkarttırırdı. Kendisi bilgisayar masasına geçer çoğu zaman film izlerdi. Yanında ise okuyamadığımda bana vurabilmesi için oklava olurdu... Bir gün, babam evdeydi ve bilgisayar masasında film seyrediyordu. Yanına bir sehpa çekmiştim. Okuma kitabını üzerine koydum, bende yere oturdum. İlk önce, içinden okurdum. Ara ara babam sesli okutturur okuyamadığımda oklavası ile vururdu. Hiç unutmuyorum o gün, okuyamadığım için saçımdan tutmuştu. Kafamı, sehpanın üzerinde duran okuma kitabına defalarca vurmuştu. Yanlış hatırlamıyorsam "Oku lan! Oku, oku!" diyordu...
Annem ve ablam ise yanlış hatırlamıyorsam bilgisayar masasının hemen ilerisindeki kanepede oturuyordu ve hiçbir şey yapmıyorlardı.
Üçüncü sınıfa kadar okul yılım şiddet ve okumaktan nefret ederek geçti. Şu an ise şiir, hikâye, deneme ve senaryo yazarıyım...
Üçüncü sınıfa gelince başka bir semte taşındık. Bu semtte gittiğim okulda ayağı sakat yaşlı bir öğretmen karşıma çıktı. Adı Fahir'di. Bana okumayı o sevdirdi ve öğretti. Karşıma çıkan ilk iyi öğretmen o oldu. Üçüncü sınıftan sonra yavaş yavaş kendimin farkına varmaya başladım.
Küçüklük travmalarım, büyüdükçe beni bir canavara dönüştürüyor.
Küçükken, hep sofrada tartışma çıkardı ya da babam beni azarlardı... bilemediniz şiddet uygulardı. Çoğu zaman ağladığımda babam elimi yüzümü yıkatmaya yollardı. Geldiğimde ise yemek yemeğe hiçbir şey olmamış gibi devam ederdik...
Büyüdüğümde ise bu travma hayatıma şöyle yansıdı: üzüldüğüm yerde kalmaya devam ettim...
Çoğu zaman insan, travmalarının esiri oluyor. Çocukluk travmaları, insanın hayatını şekillendiriyor. Baba figürü, insanın hayatında büyük bir rol oynuyor...
Annem ve babamın arasındaki ilişki çok derin... nereden başlayacağımı bilmiyorum. Ailem, eğitimsizliği çok iyi bir şekilde yansıtıyor.
Aklıma gelmeyen ya da yazmaya tenezzül edemediğim o kadar travmam var ki, hayatımızı travmalar şekillendiriyor.
Eserleri
"Umutlarım Birer Şiir" e-kitap halindeki şiir kitabım.
"İntihara Teşebbüs" psikolojik-dram türünde e-kitabım, roman. "Tarot'un İç Sesi: Tarot'u Tanıyorum" tarot hakkında bilgi verdiğim e-kitabım. "Kafam Karmakarışık" deneme yazılarımın bulunduğu e-kitabım.
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!