Sen Bendimahi köprüsünde bir pervane,
Ben Sırat köprüsünde bir karınca.
ağır aksak ilerleyen, gâvur kızıl bir karınca..
ah, keşke bendimahi şelalesinin
durmadan ağlayan gri gözlerini seyredebilseydim
ah keşke Ararata doğru bir cigara tüttürebilseydim,
ah keşke Tokat'ta, Ese yaylasında,
sobada tezek yakarak üstünde çay demleyebilseydim..
tezeği saçlarının kokusu, misk-i amber eyleseydim..
işte, sırat'tan araratı düşlemek,
hemde köprünün en başındayken,
karınca adımlarıyla yürürken..
cesur, solgun, hüzünlu ama,
son dakikalardan olsa gerek,
yüzde daima Ernestoca bir tebessum..
Ya sen? belki ne şelalenin, ne sallanan köprünün,
ne de benim hangi cehennemde olduğumun,
cehennemsel düşlerimin farkındasin..
sen,
özgürlüğü sadece uçmak sandığından,
tek gördüğün şey kanatların..
KCY 31/01/11
Kizil Can YıldızKayıt Tarihi : 31.1.2011 11:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)