İntihar Şiiri - Şahverdi Ali Eren

Şahverdi Ali Eren
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İntihar

Bazen, bir intihardan arta kalan
Eski bir kağıt parçasında gizlidir tüm hikaye,
Okumayı bilmeli.
Yazarken titremesinde gizlidir sevgiliye son hitabı bir elin,
Ve birinci dereceden şahittir o sona,
Gözyaşıyla ıslanıp dağılması bir mürekkebin.
Daha da derinlere inmeli.
Namludan çıkıp düşünceden geçmiş bir mermiye sormalı,
Damara inerken kalbin atışını duyan bir jilete,
Sevgilinin nefesine sinmiş kokusunu duyan bir uçuruma mesela.
Ya da düğümlenmiş bir ipe sormalı,
Öpülmüş olan o boynu kırarken, ne hissettin diye.
Bazen, bir intihardan arta kalan,
Eski bir iskemle parçasında gizlidir tüm hikaye,
Dinlemesini bilmeli.
Bazen sıkılan bir merminin sesi yankılanır yalnızlığın duvarında,
Bazen devrilen bir sandalyenin üzerine düşer sallanan gölge.
Boş ilaç kutularının sesi karışır bazen hıçkırıklara,
Küvetten taşar su, damardan taşan kan gibi bazen.
En son tren ışığı düşer gözlerinin içindeki karanlığa,
Bazen,
Sevdiğine kavuşur gibi açar kollarını, düşerken uçuruma.

Her zaman, bir intihardan arta kalan,
Kurulmamış cümlelerde saklıdır hakikat.
Kaybeden bir aşkta,
Gelen zarın yüzündeki en yalnız noktasında.
“Yek.”
Yani tek.
Yani yalnız bir başına.

Neresinden bakılmalı bir ölümün bilmiyorum,
Hangi penceresinden bu gerçeğe.
Öleni hiçbir aşık diriltmez, bunu biliyorum artık.
Çünkü, artıktır artık bu hikayede ölen aşık.
Kim tutmalı bu ayrılığın yalandan yasını,
Kime kin tutmalı bilinmez.
Bir ayrılıkta herkes haklıdır.
Bu yüzden gerçeği kimse görmez.
Görmeyi bilmeli.

Bu yüzden otopsi raporunda yazılana inanmam,
Gömülürken bir intihardan arta kalan kuru bir ceset.
Sadece o değil,
Yazdığı yazılar,
Kurduğu cümleler,
Hayalindeki düşler,
Alınan güller,
Hediyeler,
Hisler,
Gülmeler,
Hüzünler,
Ve,
Yaşanılmayan yarınlar da gömülürler.
Oysa musalla taşından mezara kadar bile,
Taşıyamaz bunların vebalini tabut taşıyan o eller,
Bunları da yüklerler toprağın sırtına
O haklarını helal edenler.
Bu yüzden,
Bir insanın öldüğünde, aynı anda kaç cinayet işlediğini,
Hiçbir zaman öğrenemezler.
Zannederler ki;
Bize hayat versin diye geri veririz bedenlerimizi toprağa.
Bizi doyurmaya devam etsin diye,
Cesetlerimizle doyurmaya kalkar karnını toprak ana.
Topraktan geldik,
Toprağa gideriz.
Başımızın üstünde bir mermer parçası,
Ve kumbaramızda
“Ruhuna el Fatiha.”

Şahverdi Ali Eren
Kayıt Tarihi : 18.10.2010 05:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şahverdi Ali Eren