Atıp tohum toprağa,sana havale ettim,
İşim ibadet oldu,bunuda idrak ettim.
Yemek yedik çay içtik,meyveleri yer iken,
Tefekkür deyim yine,kızım baba der iken.
=Baba bu elmaları,ağaçlar mı boyuyor?
=Portakalı dilimli,ağacımı koyuyor?
Hayır kızım onları,bizi Yaratan boyar,
Hem göze,hem ağıza,hemde vücuda uyar.
Düşün sene evladım! Elma siyah olsaydı,
Portakalı soyunca,dilimler olmasaydı.
Ne denli zor olurdu,karpuz kışın olsaydı,
Soğuktan yiyemezdik,buzdan hisse alsaydı.
Her varlığın gıdasın,bilerek tahsis etmiş,
Çocuğun ağzına hoş,kanla etten süt etmiş.
Aslana et,ata ot,bir plann sonucu,
İnsan toprakta gezer,semaya bağlı ucu.
Evladım insanlığın,gereği bunu bilmek,
Bilerek kulluğunu,O'na şüyük yaab olmak.
Ve böylece soframız,tefekküre bir sergi,
Bunları bilmeyenin,Dünyadan büyük derdi.
Yatsıyı kılıp geldim,uzandım yatağıma,
Şöyle tefekkür edip uzandım sabahıma.
Günlük hesabım yapıp,huzurla uyumadan,
Asla uyuyamazdım,dua'mı okumadan.
Yaaa Rabb sana bin şükür,bizi insan yarattın,
Vücudumu bin türlü,ziynetlerle donattın.
Kapımı bekler it'im,soğuk sıcak demeden,
Senin emrini tutar,karşılık istemeden.
15.02.1989
Ömer ÇetinkayaKayıt Tarihi : 4.5.2006 12:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!