İnsanım der ve insanlığı bilmez,
Yer, yutar; siler, süpürür, götürür.
Ağzından yalan yanlış laflar dökülür,
İnadından bir türlü yola gelmez.
"Hak" diyene, türlü iftira atar,
Ve sinsi sinsi çalar kavalını.
Allayıp pullar salar yalanını,
İçine kini ve nefreti katar.
Hilede o, şeytandan daha dehşet,
Firavuna kardeş; Nemrut'a, yoldaş,
Leheble beraber,Cehille sırdaş,
Ektiği zulüm, biçtiğiyse vahşet! ..
Yalan, İftira onda bir marifet,
Aldatmaksa onun için bir sanat.
Hainlik, en zevk aldığı bir murat;
Ve Kaf Dağın'da ondaki adalet.
Dinsizlikte azgın, hırçın ve sinsi,
Lügatinde hiç bulunmaz merhamet.
Tek bildiği, kin, nefret ve adavet...
Acıma yok, kalkmış adalet hissi...
"Hak" aşkına koşanı, düşman bilir.
Bazen sofi, bazen derviş görünür.
Halk içinde masum mümin bilinir.
"Allah" diyenin önüne dikilir.
Derdi, tefrika yaymak ve kan içmek,
İnce ince plânla gerer ağını.
Kırar insanın kol ve kanadını,
İşi, rüzgâr ekip fırtına biçmek...
Mevla diyen kullar ağlara düşmez.
Onlar hep kusarlar zehirlerini.
Savururlar kin dolu küllerini,
Mümin; "Rabbim" der, yeise düşmez...
Ercan Kurban
Ercan KurbanKayıt Tarihi : 3.3.2013 19:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!