On beş yaşındaydı henüz.
Arjantin’de,
bir yanardağın soğuk alnında bulundu.
İnka’nın kadim inancında,
bakire bir adaktı o;
tanrılara sunulmuş
narin bir sessizlikti.
Kıyafetlerinin renkleri,
zamanın lanetine tutulmuştu:
donuk, solgun
ve asırların nefesiyle taş kesilmişti.
Yüzünde yüzyılların acısı vardı;
başında boyun eğmiş bir yazgı.
Ne bir çığlık kalmıştı
ne de geri dönülecek bir yol.
Coca ile bulanıklaştırıldı bilinci,
ayin kolay olsun diye;
merhamet,
ritüelin dışında bırakılmıştı.
Dağın zirvesine emanet edildi,
Asırlardır bekler orada,
mumyalaşmış vücudu.
kutsal bir nöbetçi gibi,
zamana meydan okuyan bir suskunlukla.
Yanardağın kadim dostudur artık.
Bedenini orada bıraktı;
bir kuşa dönüştü sonra,
sessizce kanat çırptı,
cennetin en masum bahçelerine.
Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 18.12.2025 17:49:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!