Dünya dediğin bir tarafı süslü bahçe,
bir yanı dipsiz yamaç…
Bir baharlık şu ömrün, daha başka eyleme amaç…
Ecelden değil , sen kaça biliyorsan kendinden kaç…
Gelince tatlı canın incinsede, sen ölümü incitme…
Kahkaka sesten ibaret, yüzdeki tebessümü önemse…
Hayat ne kadar kaşlarını çatsada,
sen hemen altında gülümse…
Şu dönüş yolunda düşeni kaldırmak tek çözümse…
Elin incinsede, dahi kaldırağın taşı sen incitme…
Gördüğün, görmek istediğinden başka birşey değil…
Görmek istemediğinede bir bak, aşağıya doğru eğil…
Tepeden bakma hor görürsün, zannetme alçaktaki zelil…
Yere bak yürü ,gözlerin incinsede, sen bir karıncayı incitme…
Yol vardır kimi gülüstana çıkar sonu, kimisi biter nar’da…
Vardır her yolun sonu, hele sen doğru yolun başına varda…
Eyle bülbül klavuzu ki, çöplüğe götürmesin seni karga…
Varsın olmaya izin, ayağın incinsede
sen yolu incitme…
Elleme her tomurcuğu, açmaya belki daha erken…
Gülün kıymetini gösterir, dalındaki onca diken…
Hem meyletme her güle, dalında bir bülbül varken…
Hasret kal, sinen incinsede,
Sen dikeni bile incitme…
Eşrefi mahluk şu insan ,bazen vakti saati şaşar…
Aslı bir damla su ile, sığmaz kabından taşar…
Her yokuşa çıkmazken ayağı, hâddi bir çırpıda aşar…
Hoşgör, haddi zatın incinsede,
sen bu eşrefi incitme…
Çok görürsün ,bir güler yüz, tatlı söze kanan …
Sanmış her gördüğünü iyi,
onca ciğeri yanan…
Olurya düşersin belaya, belki kurtaracaktır
seni bir yalan…
Varsın incinsede eğri ,sen doğruyu incitme…
Zaman ahir, sırtı sağlam arka taşa daya evvela…
Kaya gibi bildiklerin , kaçıp giderken demez elvada…
Bin nasihattan evlayla gelir, düşman elindeki bir bela…
Bırak yaraların incisin, dost olur belki,
sen düşmanı incitme…
Hem yoktur dertsiz insan, derdi olmuyan insan olmaz…
Üzerine yüklenmiş bir dertki, dağ taş altında durmaz…
Ağırdır deme, taşıyamacağın omzuna zaten konmaz…
Varsın her zerren ezilip incinsede,
Sen bu yükü incitme…
Dilinin altından dahi geçirme ,bu dertler neden…
Acizsin ,gör seni taşıyan şu et kemikten bir beden …
Oda yorulur sonunda, bir çukur içine indirir seni istemeden…
Tenin incinsede , sen üzerine yatacağın toprağı incitme…
Kimi kin taşır içinde, kimi kara bir sevda…
Bazısı sığınacak liman, öteki gizli saklı süveyda…
Olanı var dağ gibi sağlam, kimini yıkmak kolayda…
Nazargahı İLAHİ’dir bu , gönlün incinsede, sen bir gönlü incitme….
İndirilirken şu arza, alnına yazılmış,
ola ibtilaya düçar…
Eyleme şikayet , gazabın önünde kalırsın naçar…
Bilki mahşerin gününde , Ana baba evladından kaçar…
Bir yanın incinsede, sen atanı incitme….
Eyle belaya tahammül ki, anda başın sabır tacı giysin…
Buruşmaya yüzün, varsın Kader altına alıp ezsin..
Yeltenmiyesin isyana , sen yoktan başka neysin…
İçinde incinsede gururun, ey garib, İLAHİ takdiri incitme…
Garib Garib
Kayıt Tarihi : 16.6.2025 19:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!