Tavaf ediyor her yanımızda
Mazlumların feryadı
Ve baktığımız her yeri
Kefene sarıyor gözlerimiz
Adını koyamayız belki acılarımızın
Ne kalem nede kelam anlatabilir çektiklerimizi
Çünkü biz unutuyoruz bütün kelimeleri
Okurken gözlerini
Filistin, mısır ve Suriyeli çocuğun
İçimizde durmadan büyüyen
Acılarımız
Ve öfkeden sıktığımız avuçlarımızda
Utancımız var…
Biliyorum gözyaşlarımızla kokar toprak
Ve kanımızdır kesen ay ışığını
Esen gam yüklü rüzgârlar
Kurutuyor soluğumuzu
Zulüm hala kapımızda
Ve ayakuçlarımızdan başlayan
Derin yaralarımız…
Bunun adı yürümektir
Adım-adım çaresizliği
Umut iklimlerimiz kurak kaldı yine
Ve kınalı sözlerin yazıldığı
O minik ellerde buluyoruz şehadeti
Biz kaç kez üşüdük söyleyin
Yanan gazze de
Kaç kez dirildik adeviyye de
Ve kaç kez öptük toprağı
Suriyeli çocuğun alnı yerine
Mevlaya şikâyetimsin der gibi bakıyor
Şimdi her biri
Derin, acı ve çaresiz bakışlarıma değen
Gam yüklü bakışlar
Bir boşluk kadar anlamsız isteklerimize
Kuşandık kılıç-kalkanı
Savaştık anlamsızca
Tüm anlamları katlederek…
Avuçlarımıza akıttığımız gözyaşlarımızda
Kim bilir kaç acıyı öldürdük
Ama hiç dirilmedik!
Hatırlayın şimdi!
Yeniden iman et diyen o ayeti
Hatırlayın, yeniden dirilmek gibi
Yüzümüzün kıvrımlarından akan yaşlar
Taş kesildi sinemizde
Vur elini sadrına
Vur kardeşim!
Ya imanını bu yolda katık edersin
Ya da ne varsa elinde kaybedersin
Sen kaybedemezsin!
Şöyle kardeşim
Hangi karanlık durabildi ki
Şafağın karşısında
Ve hangi küfür durabilir ki
Tevhidin varlığında!
Bırakma sakın hiçbir tenhada
Ayet-ayet işlenmiş fikirleri
Kayıt Tarihi : 9.9.2015 14:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ve… Koyuyorum secdeye ram olmuş başın Dururken alnında makes’i kuranın

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!