Her sayfada seni arıyorum
Okuduğum kitaplar sen kokuyor; ;
Alışkanlık olsa gerek yada özlem
Sadece zamana yenik bu sevda
Olsada mesafeler arada istenirse aşılır
Öyle bir vurur ki aşk
Lodos yüklenmiş yağmur bulutu gibi gelir
Çarpar aniden ters döndürür
Yolunda giden adamı
Bora kasırga olur eser bağrında deli deli
Yağmur tufan kar olur
Düşlerine dolu gibi yağar
Gözpınarlarında buz kırıkları toplanır
Ateş düşer gönüle yangın yeridir ortalık
Ya yakar adamı ya da yıkar
Ağlarsın geceleri yokluğuna dayanamazsın
Dağa taşa denize anlatırsın derdini
Leylâ gibi o da yansın aşkın ateşinden istersin
Ama kıyamaz gönül sevdiceğinin yanmasına
Tövbeler tövbesi dersin
Ömrüne yazarsın zümrüt gözlü dilberi
Ondan habersiz öyle yanarsın ki
İçinde yaşatır kanarsın
Kimseye anlatamazsın
Diri diri yandığını
Gelmeyeceğini bile bile beklersin cananı
Ciğerlerin yansa da aşkın ateşinden
Hasret uçsuz bucaksız deniz gibi de olsa
Aşkın ateşinde yalınayak yürümeye gönüllü olursun
O tutuşturduğu ateşin farkında olmadan gitmiştir bilinmeyene
Közleri yavaşça gönül hanene bırakarak
Ateşten gömleği giydirmiştir bir kere
Sonunda yüreğinin ikiye ayrılacağını bile bile
Ona koşmak istersin
Aşk bunun adı
Gelmeyeceğini bilerek
Ölümüne beklersin
Sol yanının yangınını...
Kelimeler yetmiyor bir yerden sonra
Sevdanın çarkını döndürmeye
Acılar kuruttum sayfalar arasında
Güller ağlıyordu içimde
Hangi sayfada gizlenmişti
En son sakladığım acım
Mesafeleri ve zamanı katmadım hayatıma
Bundan böyle çıkacağım yolculuklara
Varacağım liman sensin
Yüreklerimizin birbirine koşması
Kader miydi yar
Hasretinin yüreğime fısıltılarını yazamadım
Sen yazdıklarım değil
Yazamadıklarımsın
Sen anlattıklarım değil
Anlatamadıklarımsın
Ne kadar sensizim şimdi
Gelmesen de hep bekleyeceğim seni
Çünkü sen
Benim yazamayıp yaşayamadığımsın.
Habersiz geldin usulca sokuldun
İçimde sevda ateşini tutuşturdun
Bilmediğim beklemediğim yerden vurdun
Aşkın nakışını mühür yaptın
İlmek ilmek yüreğime dokudun
Uykuyu gözlerime haram ettin
Ben seni yüreğimden sevdim
Adını gülüm koydum
Gözüme nur diye sürdüm
Dağa taşa hasretini sığdıramadığım
Güz çiçeğim
Yanımda yakınımda içimde
Açan yedi veren gülümsün
İçmeden kokunla sarhoş oldum
Hasretin hayalim
Yıllardır beklediğim özlemimsin
Ben seni bilmeden görmeden
Seni sen olmadan sevdim
İklim iklim ömrüme
Adını yazdım
Yanlış zamanlarda yanlış kadınlarla
Yaşadığımı sandığım aşk masalları
Söz dinlemeyen yüreğimin derin kesikleri
Batan akşam güneşleri kara bulutlarım
Gönül kırgınlıkları
Geçmişte kalan belirsiz yüzler tutulmayan sözler
Boşa geçen yıllardan geriye kalan can kırıkları
Gölgeli yıllarım
Bitti derken yaşam
Uyuyan kalbimi canlandırdı
Ayaklarıma usulca vuran hırçın denizin dalgaları
Kalk dedi
Yaşam yeni başlıyor uyan derin uykudan
Yalnızlık cennetimi göşyaşlarıyla sularken
Ummanım oldun
Ezber bozdurdun bana yâr
Zaman hükümsüz kılındı mesafeler yok oldu
Kimselere diyemediğim gönül yangınım yaman sevdam
Kendime itirafım bile yasak
Adına şiirler yazmış şair olmuşum bu yaşta ulan
Düşlerinde boğulmuşum her gece
Canımın içi demişim yüreğime yazmışım
Her mevsim seni yaşamış yaşatmışım
İhtimaller dahilinde
Gelecek planları yapmadan
Sadece sevmişim
Yakamdaki nazlı çiçeğim yosun gözlüm
Ege nakışlım
Dağlarına adını yazdırmışım
Denizin dalgalarına ayak izlerini bırakmış adını sulara yazmışım
Sensiz kurşuni gecelerimde sana bölünmüşüm
Gönlüme sultan eylemiş
Efeler gibi sevmişim be
Senden sonrası tufan demişim
Yanan gecelerime devrettiğim yürek sızım
Yarım kalan sevda masalım
Ya uzat ellerini tut yüreğimi
Ya da bas geç üzerinden
Öldür seni...
Seninle ısındım…
Serin rüzgârların ardından gelen yağmurları seninle öğrendim...
Soğuk kış gecelerinin is kokusunu da…
Açamıyorum gözlerimi sensiz…
Tipiden beter yokluğun…
Bazen çok seversin...
Hasreti yakar Yüregini özLersin
Hep onunLa olmak istersin..
Ama ne kavuşmak istersin
Nede onsuz olmak
Ayırır yollar ayırır
İnsanlar onsuzluğa
Mahküm edilirsin
En çok yaralayan
Ne olur biliyor musun?
Seversin söyLeyemezsin
İstersin gidemezsin
En ihtiyacın olduğu anda
Onu bulamazsın ya
İşte o zaman...BİTERSİN.
Yağan yağmurlar alıp götürür seni benden
Tane tane yuvarlayarak bakarım ardından
İzlerim gidişini sessiz çaresiz sürüklenerek
Yapacak bir şey yok zamanıdır gitmelerin
Vakit geldi mi durulmaz akmalı coşkuyla
Sel gibi gönüllerin akarına yakalanmadan
Akmalı nehirlerde derelerde kum gibi
Dolmalı yüreklere kalplere tane tane
Heyecanla akmalı sevgili gibi yar gibi
Gelir misin bir daha geriye dönüpte
Dolarmısın yüreğime heyecanla kum gibi
Sarar mısın bedenimi sımsıkı aşkınla
Özlemimsin her daim sen benim
Akar sular düşlüyorum ben senin için
Hasretle bekliyorum yüreğime akmanı
Coşkunla aşkınla gel bana kum tanesi.
Anladım ki beni kabullenmemişsin
Sen hatta aklına getirip düşünmemişsinde
Bunca güzelliği yaşamadan gitmek istemen
Akıl alıcak gibi değil,sen benden değil
Sadece kendinden kaçıyorsun...
İncinmişsin bir kere ama
Gerek yok bunlara bak
Coşkun çağlayan olmuş
Aşkın engin deniz ummana
Var oluşun tadında kalmak
Doyasıya içmek istemek varken
Nerden çıktı bu gitmeler gel gitme
Sadece anlat bana korkma
yaşadıkların bir kabustu geçti artık
Bak yeni bir gün yeni umut doğuyor
Gün ışıyor kızıldan kızıl hemde
Geceler sana dönmüşken hemde
Bırak artık kendini sevgimin huzuruna
Eğme başını önüne gerek yok buna
Sen dik dur başka yakışmaz sana
Şimdi geriye değil umuda bakacağız
Sevgimizle beraber seninle yeneceğiz
İncecik kalbini sevgiyle umut ekeceğiz
Coşkunla aşkınla ne sevdalar yaşayacağız
Sıra bizde sevgili aşk bizi bekliyor
Geriye bakmadan sevdalara koşalım
Sevdanın kollarına beraber ulaşalım..
Unuttum zannettiLer adını
Sesini solugunu içimden
Söküp attım zannettiler
Yoklugunu yüreğimden içimden
Seni bende KayboLdu zannettiler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!