seni ölüm çağırıyordu dün gece
farkındaysan
zaman-ki ölümdür sadece
onun pençesinde kıvranmayan-
çekiyordu içine insanları
bir karadelik gibi
Uzun sürecek bir yolculugun ilk metrelerindeyiz daha..
Daha konuşmayı yeni söken çoçukların ''anne'',''baba''
demesinden bile acemice sözlerimiz ama bir okadar da şirin.
Dokunuşlarımız- biliyorum- ürkek:''Hani tutsam elini, dokunsam
çeker mi? '' gibisinden... Dokunuşlarımız -biliyorum- ürkek
İnsan yalnız kalınca anlıyor derdini:
Ama önemi kalmıyor dertlerinin olmayınca
hüznünle, sessizliğinle, öfkenle
belli edeceğin biri…
Kızdığım zaman bağırabilecegim
ya da küseceğim,
En son terlikleri gitti bu evden
eşyalarını almak için gelen
kamyonun peşinden
yetiştirmiştim
otuzaltı numara
Ne kadar silersen sil izi kalır kara tahtada yazdıklarının
Bir güzel söz
Bir günaydın
Bir iyi akşamlar işitmek, sıcak bir tebessümle
yok mu bizimde kalbimizde açtığımız
mevduat hesaplarımız..
akşamları koyduğumuzda başımızı yastığa
ağır aksak ritimlerden
hoşlananlar için
nokta nokta düşen, geliştirilmiş
kum taneciği modeli:
Ömrümüz bi kum saati sanki
ters-düz edilmiş bir hayat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!