orda öyle oturmuştun üç merdiven inip
dere kenarında susuz bakıyordun kapıya
geciken bir vücut bekliyordun sendeki bana
garsondan beni istemiştin belki-çay ve iki pi
siyahlarını giymiştin, dokunsam ağlayacaksın sandım
dokunmadım- ki dokunmak güldürür
gözlerin yeni bir güneş sisteminin yitik yıldızı gibiydi
uzanıp öptün
yanağa bir yarasa çarpışı gibi nemli ve hızlı
sorular soruyordun yanıtlarının hiç bir işe yaramayacağı
ben de sorsam büyütecektik yalnızlığımızı
sormadım- ki sormak öldürür
saatini merak ediyorum ilk gözlerine düşüşümün
akrebin yeri nere yelkovanın saniyenin yeri?
eline dokunuşumun yüzüne dokunuşumun, yanışımın
ilk anları neydi? ..anlık mı tutsaydım?
kayıt mı etseydim saatime bakıp bütün ilkleri?
bakmadım- ki bakmak gördürür
karanlık oldu...gideceksin...neyin varsa gidecek
bir pastanede bırakarak tanışıklığımızı
zamandan hesap istedik: dört saat dedi
benim verdiğime bakma...ayrı ayrı ödedik
bir patlamanın saçılmış dağınıklığını
patlama! i-ki yıldız söndürür...
Evrim NisanKayıt Tarihi : 8.5.2003 02:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

sormasan da söyler.söylemese de anlarsın.istediğin anlamaktır çünkü.
bakmasan da görürsün görmek istediğini.
her yıldız gibi sönecektir.biçilmiş ömrü vardır çünkü her yıldız gibi.
patlamayagörsün yeter ki.çünkü yaşamak istediği o patlama anıdır. yok-olmaya-sönmeye bile değer andır çünkü o an.hava kararır ve gider...
aşkın gizemini çağrıştıdı bana şiir.yarasa çarpışının ürpertisini aşkın hızlı geçişindeki hüzne dönüştürmeyi bilmek ikili tanımları şiirleştirmek oluyor işte böyle.kutluyorum.
TÜM YORUMLAR (5)