Can damarımı yırtardınız;
yüreğimi parçalayıp,
bölük bölük gelen yırtıcı kuşların
çığlıklarına teslim ederdiniz ruhumu,
paylaşırdılar sonra,
etimi,kanımı,kemiğimi.
İliklerime kadar işlerdi ölüm.
.........
Hayal görürdüm sanki
az ışıklı odamda;
İstasyonlar karışırdı.
parazitler ve cızırtılar arasında,
bir sarhoş uyuşukluğunda,
algılama güçlüğü çekerdim;
ve algılayamazdım,
uzanıpta düğmesini çeviremezdim
radyomun.
Kaderim hep aynıydı,
kaderime her nedense artık razıydım,
etimi yerdi sanki,
yoldaşlıktan bihaber,
aslında yoldaş olması gereken eşim.
Pıhtılaşmış bağlılık duygularım
artık sulanıyordu;
ve şehrin mikroplu suları karışıyordu,
aklım karışıyordu.
Gözlerimin gördüğü
ince iplikçikti ışıklar.
Zayıf ışıklar oynaşıyordu
sinsice aşındırıp gözbebeklerimi
yoruyorlardı beni;
gözlerimle beraber yoruluyordum yani.
Anlıyordum
ne kadar çabalasanda hayatta
boştu.
Kabahat ya bende
ya onlardaydı.
Yaratılışım belki mevcut
standart kalıpların
ve dökümlerin dışında
illegal bir biçimde gerçekleşmişti.
Belkide aslında onlar haklıydı.
Ah eşim
bu gece sabaha karşı
eşiğinde durdum;
başımın üzerinde az ışık
kümeleri vardı;
sana öylece baktım.
Ve de artık ben anladım
senin nezdinde geçer akçe olabilmem
ve senin beni anlayabilmen
ve senin benim hatalarımı
görmezden gelebilmen,
ancak aynı kandan gelmemizle
olabilirdi.
Ama o zaman evliliğimiz
illegal olurdu,
sen ananla yatarken koyun koyuna,
ben kapıyı vurdum çıktım.
dışarıda bekleyen
rüzgara bıraktım kendimi.
Artık bana değil ona sorun yerimi;
...............
ikametgâhım rüzgarda.
Kayıt Tarihi : 2.11.2007 16:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

saygılarımla
Aydan Küllüce
TÜM YORUMLAR (1)