Ben seni bir yol sandım.
Ucu denizlere varan,
maviye dokunan,
kumla gülüşen bir yol…
Oysa sen,
her virajda başka bir yüz takan
İkinci sınıf bir figürandın.
Ayak izlerimi bile unuttum seninle yürürken.
Çünkü sen
yürürken silinen yollardandın.
Arkama döndüğümde
hiçbir şey yoktu.
Ne biz,
ne gülüşün,
ne de sana inandığım çocukluğum…
Yalanlarını önce
çiçek gibi sundun önüme.
“Bak,” dedin, “aşk böyle kokar.”
Ben de inandım.
Kokladım.
Oysa sonra fark ettim ki
senin çiçeklerin toprağa değil,
boşluğa kök salıyormuş.
Senin sevdan
ağaç değilmiş meğer,
her mevsim yaprak döken
bir kandırmaca.
Geceleri yürüdük seninle,
sokak lambaları şahidimizdi.
Ama ben yalnız yürüyormuşum.
Çünkü sen çoktan bir başkasının
sessizliğine sokulmuşsun.
Sen beni değil,
benim yokluğumla seni seven adamı sevmişsin.
Bir gün gittiğinde anladım:
Sırtımda taşıdığım
sen değildin.
Senin yalanlarındı.
Ve ben bu yükü aşk sandım.
Dedin ya,
“Ben aslında seni korumak için yalan söyledim…”
Bir yangını
su yerine benzinle söndürmek gibi bu.
Senin sevgine
yanmak yetmiyordu,
yanarken bile seni anlamak zorundaydım.
Ve ben anladım.
Senin aşk dediğin şey,
bir ip cambazlığıymış.
Dengede kalırsam
belki düşerim diye dua ettiğin bir oyun.
Yollar uzadıkça
sen küçüldün gözümde.
Bir zamanlar göğe çıkardığım kadından
küle dönmüş bir hayale düştün.
Ve ben sana şiir değil,
ağıt yazmaya başladım.
Bu yol,
kendi içime kıvrılan bir çizgiye dönüştü.
Seninle başladım,
ama senle bitmedi.
Çünkü ihanetin
sonu olmaz,
bitince bile sürer içinde.
Artık yol yok.
Sadece anılar var
ve o anılarda gözlerini hep başka birine bakan halde buluyorum seni.
Oysa ben,
hep sana bakıyordum.
Hep sana…
Ben senin gözlerinde
bir ömürlük kalmak isterken,
sen bendeki gölgemi bile ödünç almışsın.
Sahte gülüşler için.
Geçici bir dokunuş için.
Ya da sadece
kendi boşluğunu benim sevdamla doldurmak için.
Yol bitti.
Ama içimdeki yürüyüş hâlâ sürüyor.
Artık seni aramıyorum.
Artık kendimi bulmaya çalışıyorum.
Ama her adımda
senin bıraktığın izlere basıyorum hâlâ.
Seninle yaşadığım her şey
bir yanılsama değilmiş belki.
Ama gerçek de değilmiş.
Çünkü gerçek olan şey,
asla iki yüzlü olmaz.
Ve ben artık
tek yüzümle
tek başıma yürüyorum.
Kayıt Tarihi : 14.6.2025 00:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!