ifritten çığlık
***
dik başlı vakitlerin birinde
yol uzun yıllar kısaydı
günler kıtlık
tükenen ömür bir rüya
doyumsuz bir nefes gibi
alnımızda asılı nur topu takvimlere
biz anları döşeriz
geçiyor işte bir dedikleri sıfır
anlamsız ama değersiz değil
değerlerle anlam kazanır
tükenmez dedikleri yalan
acıya bilenmiş bıçak sırtı kadar acımasız
..... bu hayat ve bu zaman bizim
Veysel ' e vuslatken hırka
"geri dönülmez ufkun akşamında"
haykırıyor zaman
mor renk de gerek insana,
bağbozumlarında
üzümler bakıyorken şaraba hâkir,
akrebin ibresinde zâyi edilen
zaman mollası asılabilir.
uyanmak düşlerin intihar hali,
dünyanın dudağında inleyen iniltiyi
boyar insan bir kedinin kuyruğuna
mezar taşlarına uzanınca hayalleri
boylu boyunca
kapatır gözlerini
bitmez keder
gömülünce bir servinin altına
....bu hayat ...
Ömür törpüleyen vakit
Öğütülüp
kelebek kanadında erir,
Nuh nebi zamanından kalma masallar eğirilirken
çizilir bir ahit gibi yarını olmayan
ateşin nabzını tutan ağaçlara
sonra çığlıklarından kopar ifrit
Vakit yokluk satar şam'dan şem'e
karşı kıyıda bekler yiğit geçen vakitler
ve
..... bu hayat.....
uyanmanın elinde boynu kıldan bir rehin
....yaşar adıyaman
Yaşar AdıyamanKayıt Tarihi : 28.7.2018 12:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!